Oktay Sinanoğlu

Bye Bye Türkçe yazarı
Yazar
8.7/10
1.905 Kişi
8,3bin
Okunma
1.712
Beğeni
56,6bin
Görüntülenme

En Eski Oktay Sinanoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Oktay Sinanoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Oktay Sinanoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk
Türk dili kalmazsa, Türk dili parçalanırsa Türklük kalır mı? Atatürk kendi sözleriyle bunu defalarca ifade ediyordu: "Türk demek dil demektir. Milliyetin en bariz vasıflarından biri dildir. Türk her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır."
Sayfa 49 - PdfKitabı okudu
Dünya teknolojik olarak ileri fakat insanlık açısından zalim; karanlık çağlara doğru gidiyor.Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Reklam
Şu gerçeği iyi biliyoruz: Toprak insana değil insan toprağa aittir.Ve bu dünyadaki her şey bir ailenin fertlerini birbirine bağlayan kan gibi, ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de dünyanın başına gelen her felaket insanın da başına gelmiş sayılır.
Sayfa 163Kitabı okudu
Bu Eğitim Türkiye'de Hep Böyle Miydi?
Hayır efendim! 1953'e dek Türkiye'deki orta,lise eğitim düzeyi,dünyada sayılı(Fransa,Almanya,Rusya,Japonya) birkaç eğitim düzeninden biriydi.Şimdi insanın inanası gelmiyor,değil mi ? Ama evet,öyleydi.Tüm yurtta,liselerin sayısı pek fazla değildi ama,öğretim evsafları,bugünkü pek çok üniversiteden (Türkçesiyle ''evrenkent''ten) üstündü.Eğitim dili İngilizce olan bir tek Türk okulu yoktu.Olamazdı da.Atatürk,Osmanlı Türk Devleti'nin son yıllarında sayıları birkaç bine varan Hıristiyan misyoner okullarını kapatmıştır.Çoğu Amerikan olan bu okullar, örn. Robet Kolej,Bulgar isyanını çıkartanları ve yeni Bulgaristan'ın ilk dört başbakanını yetiştirmiş,Kurtuluş Savaş'ında düşmanın beşinci kolu faaliyetlerine yataklık etmişlerdi. 1953'e kadar, 'kolej' lafının,misyoner okulu anlamına geldiğini tüm kamuoyu bilir,buna tepki gösterirdi. Lozan'da bir türlü kapatılamayan birkaç yabancı okul bugün hâlâ Hıristiyan misyoner okullarıdır.
Sayfa 85 - ALFAKitabı okudu
Bir yaz günü uyuya kalmışım. Kendimi, rüyamda önceleri epey vakit geçirmiş olduğum Nev-York şehrinde buldum. Aradan uzun yıllar geçmiş, 2050'li yıllara gelmişiz. Broadway 'den aşağıya yürüyüp meşhur Times meydanına vardım. Gözlerim âşinâ olduğum koskoca Amerikan sigarası, Amerikan arabası reklâmlarını arıyordu. Evet gene o kocaman, dev bina büyüklüğünde reklamlar vardı. Fakat hayret, gözlerime inanamayıp bir daha baktım. Bir ulu binanın tüm yüzünü kaplamış dev levhada, Türkçe olarak (!) Nefis Rize Çayı. İşte Hakiki Çay yazıyor. Yazının yanında lâle biçimli, ince belli, cam bardakta tavşan kanı bir çay resmediliyordu. Sadece en dipte küçücük harflerle İngilizce olarak Drink Real Tea eklenmişti.
Caddede sağıma soluma bakınafak biraz daha ilerledim. Dükkânların isimleri dikkatimi çekti. Rahat Shoes, Dilber Giyim Fashions, Sultan Ahmet Leather, World Gezim gibi yansı Türkçe yansı İngilizce isimler çoğunluktaydı. Bir de Türkçe Merkez lâfı, iyiden iyiye ingilizce Center sözcüğünün yerini almış görünüyordu. Büyük, görkemli bir binanın üzerinde yanıp sönen ışıklarla Türkçe olarak Alışveriş Merkezi yazılıydı. Car Merkezi, Flower Merkezi, Furniture Merkezi, Hair Merkezi,... merkezi de merkezi... Amerika'da her yanı bir merkez lafıdır kaplamış gidiyordu.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.