Oliver Leaman Gönderileri
Oliver Leaman kitaplarını, Oliver Leaman sözleri ve alıntılarını, Oliver Leaman yazarlarını, Oliver Leaman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam bahçe anlayışında özellikle suya çok önem verilmesinin Ortadoğu’da suyun kıtlığından kaynaklandığı düşüncesi tamamıyla yanlıştır.
Kur'an kelimesinin bizzat okuma anlamına gelmesi, Kur'an'ın nasıl okunacağının, cevap verilmesi gereken bir soru gibi algılanmasına sebep olsa da aslında Kur'an'da kıraatın nasıl olması gerektiği konu- sunda çok az ipucu vardır. 73. surenin 4. ayetinde "rattili'l-Kur'âne tertîlâ (Kur'an'ı tane tane oku)" buyurulmaktadır. Kur'an'ın, ritmik ama melodik olmayan bir tarzda, ifadeyi açık ve seçik kılacak bir vur- guyla, sabit bir hızla, tane tane, sükunet içinde ve sarahatle okunmasının ardındaki ilke işte budur
Eğer Tanrı'dan söz ederken kullandığımız dil gündelik hayatımızda kullandığımız dilden tamamen farklı ise, o zaman bu sahih bir dil değildir. Çünkü Meşşaîlerin Tanrı'yı tarif etmek üzere kullandıkları soluk dil, beşer dünyası ve diliyle herhangi bir irtibat kurma noktasında başarısız olduğundan, Meşşaî düşünürler Tanrı hakkında konuşmaya hevesli olsalar da, O'na oynayacak bir rol bırakmamışlardır.
Kur'an bir yandan İslam toplumunun genelini teşkil eden sıradan Müslümanlara sade hakikatini sunarken, bir yandan da sadece ilmî açıdan daha ileri kişilere hitaben de hakikatin mertebelerini sunar.
Kur'an, Kur'an dili hem doğal hem de güzel olduğundan her zaman bir paradigma konumunda olmuştur.
Halbuki İslam, asla her şeyi Allah'a bırakıp, hiçbir şey yapmamayı telkin eden bir din değildir. Peki, eğer İslam insanın eylemliliğinden yana ise, neden sanatsal eylemden de yana olmasın? Çünkü bu eylem türünde de Allah'ın iradesini görmezden gelen bir tutum yoktur, kaldı ki yaratıcı çalışmalarında sürekli olarak Allah'a gönderme yapan birçok Müslüman sanatçı vardır
Peki Peygamber'i resimle temsil etmek neden yasaklanmış olabilir? Sonuçta O da bir insandır ve görsel olarak betimlenemeyecek kadar kutsal bir varlık olduğunu iddia etmek de Tanrı'nın ilahî konumuna eş olmayı ima eder ki bu da İslam'ın temel ilkelerine doğrudan aykırı bir şeydir
Sanat, bizi görsel ve işitsel olan üzerine yoğunlaşmaya ittiği için gördüğümüz ve işittiğimiz şeylerin gerçek olduğunu düşünmeye götürür
İslam’da imge yokluğu imge haline gelmiştir
Saba Melikesi köşkün billur zeminini görüp de su sanınca, bu hatasının çok daha büyük bir hatanın emaresi olduğuna hükmetti ve şirki terk ederek Hz. Süleyman'ın dinini kabul etti. Züleyha da sonunda, daha önce yaptığı ve hayatını karmakarışık ve anlamsız hale getiren, fiziksel güzelliği ruh güzelliğiyle karıştırma hatasını anlayarak şirki terk eder
temsil edecek ya da söyleyecek bir şeyi kalmayan herkesin artık zorunlu olarak suskunluğa mahkum olacağı düşüncesi doğru değildir. Hatta tam tersine, Avrupa ya da Amerikan sanatı perspektifinden sanatı çoğu zaman öyle görsek de, orijinalliği ve yeniliği büyük sanatın önşartı olarak göremeyiz.
Wittgenstein'ın deyimiyle spekülasyonlara yasla- narak "düşünmeyi bırakmalı ve sadece bakmalıyız" (Denk nicht, sondern schau!), eğer bakarsak bulacağımız şeyin bulmayı umduğumuz şeyden başka olduğunu göreceğiz (Philosophical Investigations §66).
İslam sanatı sanattır. Hatta muhteşem bir sanattır ve biz bu sanatı anlamak için estetik bir yaklaşım oluşturmak zorundayız
Maimonides, Tanrı'nın, maddenin tamamen ayrıldığı, ayrı zihinlerin düzeni ve Ayaltı dünyada bulunan doğal kuvvetlerden sorumlu göksel küreler vasıtasıyla yönettiğini savunur.
Sayfa 270
