Geç de olsa kuvvetli bir öfke duygusu onu esir etmeye başlamıştı. Sanki beynine zehirli bir madde akıtılmış, orada kabuk bağlamış ve huzurunu kaçırmış gibiydi.
Buna verdiği yanıtı çok net hatırlıyorum, “Ben acı çekmek hakkında yalnızca yazıyorum: ama acıyı anlamam. Acı başkası hesabına çekilmez. Eğer acı çekebilseydim, acı hakkında yazamazdım...”
"...sadece sağır bir adamın müziği takdir edemediği için hissedeceği pişmanlığı hissedebilirim. Bu, çok daha az yoğun olan
bir pişmanlıktır çünkü kaybedilen bir şeye değil, hiç bilinmeyen bir şeye dairdir."