Paul Laurence Dunbar, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Amerikalı bir şair, romancı ve oyun yazarıydı. Dayton, Ohio'da Amerikan İç Savaşı'ndan önce Kentucky'de köleleştirilmiş bir ebeveynin çocuğu olarak dünyaya gelen Dunbar, çocukken hikayeler ve şiir yazmaya başladı.
“Hristiyanların şeytanın işlerini tanrının işlerinden çok daha iyi bilmeleri çok tuhaf değil mi sizce de bayan Hester? Hep tanrının işine akıl ermez derler ama şeytanın ne yaptığını daima çok iyi bilirler.”
“Liphalet Hodges, bu bir hakaret!”
“Hakaret maksadıyla söylemiyorum, bayan Hester ama çoğu hristiyan şeytana pek düşkünmüş gibi geliyor bana. Şeytanın işlerine hayranlık duyduklarını ve kurnazlığına hayran olduklarını görüyorum, umdukları kadar çok ruhu ele geçiremezse korkunç bir hayal kırıklığına uğrayacaklar.”
We smile, but, O great Christ, our cries
To thee from tortured souls arise.
We sing, but oh the clay is vile
Beneath our feet, and long the mile;
But let the world dream otherwise,
We wear the mask!
—
Vacilando.kitap ‘tan Meltem Terzioglu çevirisi ile harika bir kitap…
Bazen iyi zannettiğimiz şeyler aslında kötünün hayatımıza zerk edilme şeklindendir.
Hayat sizi bir yerden bir yere sürüklerken kökünüz kurtulduysa ; kader sizi çarptıkça çarpar…
İnsanlar kendi menfaatleri,küçük hayallerine sığan karakterleri ile acziyetini başkalarına yükleme telaşındalar hep…
Okunmalı…
1800'lü yıllar. Amerika...
Yirmi yıldır bir ailenin baş kâhyalığını yapan siyahi bir adam, karısı ve iki yetişkin çocuğuyla mutlu bir hayat sürmektedir. Fakat diğer zenciler bu aileye büyük bir kıskançlık ve kin beslemektedir. Çünkü bu aile çiftlikte zenginler gibi yaşamakta, beylerin ve hanımlarının giysilerini giymekte ve açlık çekmek bir
Kitap, zorlu bir eğitimin, katı kuralların, baskıcı tutumun ve yozlaşmış bir dinin, bir çocuğun hayatını nasıl etkilediğini, sırf onu büyüten kadını kırmamak adına istemediği mesleği seçmek zorunda kalan bir gencin nasıl mutsuz ettiğini konu ediyor. Aynı zamanda din, ruhani uyanış, ceza, yasak gibi bir çok kavramı da irdeliyor. Ayrıca toplumsal hayatlara dair yoğun analizlere de yer veriyor. Kuralların, cezaların bir çocuğa terbiye edip etmediğini sorguluyor. Üstelik dönemin sefiliğini, kimsesiz kalmanın ezikliğini ve terbiye ve ahlak kavramını çok doğru bir şekilde yansıtmış yazar. Kitabın kısacık bir hikayesi var ama doyurucu ve anlamlı.
Köle bir ailenin oğlu olan Amerikan asıllı Paul Laurence Dunbar'un en bilinen kitabı Tanrıların Oyunu'nu okumuş ve çok sevmiştim. Çağrılmayan, en az onun kadar dikkat çeken kitaplardan. Henüz 33 yaşında hayata gözlerini yuman yazar, eğer bu kadar erken yaşta aramızdan ayrılmasaydı kim bilir ne şahane eserler bırakacaktı. Tanrıların Oyunu kadar akıcı bulmasam da okunmalı. Önerimdir.
ÇağrılmayanPaul Laurence Dunbar · Dedalus Kitap · 202214 okunma