Beyrut bir savaştaki en sakin şehirdi.
Caddenin tam ortasında yürüyordum;babamın malıymışçasına.Dünyanın en sakin kentinde,tam hoşlandığım gibi,bomboş bir kentte yürüyordum;bütün şehirler insanlardan temizlenmeli,köpeklere bırakılmalı.
Beni görünce yanıma koştu,tanışmamızdan bu yana üçüncü kez öptü.
Peşine takıldım.Kadınlar devrimin bir parçasıdır,diye düşündüm.Dolayısıyla onlardan da elverdiğince yararlanılmalı.
“Evet, fakirim, bir asalağım, bir haşereyim, dibe vurmuşum. Ama hâlâ varım. Toplumun suratına bakıyor, şöyle diyorum: ‘Buradayım, varım.’ Bir var oluş var, bir de hiçlik; ya birsin ya da sıfır.
Bu savaşın tarafları hiçbir zaman Yahudiler,Müslümanlar,Hindular,Haçlılar falan değildi.Nihai çatışma,bedenini seven,ona saygı duyan,özgürleştirenle ondan nefret eden arasında.