Hiçbir şey görmemek Yol’u algılamaktır ve hiçbir şey anlamamak Dharma’yı bilmektir, çünkü görme ne görmedir ne de görmeme ve anlama da ne anlama ne de anlamamadır. Görmeden görmek gerçek görüdür. Anlamadan anlamak gerçek anlayıştır.
Buda olmayı ve diğer öğretileri soru cevap yoluyla anlatan bir eser. Zihnin üzerinde duran ve zihin ile doğamızı anlamanın Buda olmak olduğunu aktarıyor. Budizmi dini inanç olarak kabul etmesem de zihnimizi geliştirmenin ve farkında olmanın bu kadar üstüne duruşu fikirleri etkileyebilir, farklı düşünce yolları sunabilir.
Kitap hakkında pek umudum yoktu çünkü namını duymamıştım, başlamadan önce de çok ağır olduğunu düşündüğüm için çekincelerim vardı fakat düşüncelerimin hiçbir alakası yoktu, kitap o kadar akıcıydı ki beni içine çekti. Sizi de çekecek eminim. Buda'yı herkes hayatında bir yerde duymuştur. Peki kimdir Buda? Bir kişi midir? Nedir? Buda bir kimse değildir. Buda Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş anlamına gelir. Adeta zihindir zihnin ta kendisidir, fakat zihin kadar basit değildir, kozmik bir güçtür. Bu kitapta yazar, konunun sadece Zihin odağına çekmek istemiş bizi. İnsanın ruhunu, herkesin bir Buda olabileceğini, insanların, kendi zihinlerinin bilgeliğinin bilge olduğuna inanmadıklarını, dünyanın aptalları bilgeleri uzaklarda aramayı tercih ettiklerini dile getiriyor. Kısacası bize bu kadim öğretiyi, zihnimizi sunuyor. Aşağıya ise kitapta çok beğendiğim ve beni içine çeken bir metni bırakıyorum:
"Gerçek şu ki bulunacak veya olunacak bir şey yoktur. Fakat böyle bir anlayışa ulaşmak için bir öğretmene ve kendinize anlatmak için çaba göstermeye ihtiyacınız vardır. Yaşam ve ölüm önemlidir. Boş yere bunların cefasını çekmeyin. Kendinizi aldatmakta bir fayda yoktur. Bir nehrin kıyısındaki kum taneleri kadar çok hizmetçiniz ve mücevheriniz olsa da bunları gözleriniz açıkken görürsünüz. Fakat ya gözleriniz kapalıyken? O zaman gördüğünüz her şeyin bir rüya ya da yanılsama gibi olduğunu kavramalısınız."