Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Samir Amin

Samir AminLiberal Virüs yazarı
Yazar
7.8/10
35 Kişi
181
Okunma
30
Beğeni
3.104
Görüntülenme

Samir Amin Gönderileri

Samir Amin kitaplarını, Samir Amin sözleri ve alıntılarını, Samir Amin yazarlarını, Samir Amin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyi kurumlar
Akla dayalı olarak politik yaşamın işleyişini sağlayan "iyi kurumlar" insanların hukuk eşitligini ve özgürlüğünü güvence altına alan demokratik kurumlardır.
Din -Siyaset ilişkisinde iktidar örgütlenmesi
Kapitalist iktidarların örgütlenmesi din-siyaset ilişkisinin temelinde inşaa edilir... Samir Amin
Reklam
Çoğunluğun yoksulluğu azınlığın refahının koşuludur ve bu azınlık, serveti doğrudan sahiplenerek, kendi insanlığını, kendi bilimini, kendi zevkini, kendi sanatını, kendi duygularını geliştirebilir. Bazılarının insanlığının karşılığı, ötekilerin neredeyse bir hayvanlık durumuna indirgenmesi demektir.
Sayfa 95 - Yordam KitapKitabı okudu
Sünni dünyasında din kurumunun kendi bağımsız örgütlenmesi yoktu, bu da her zaman devlet iktidarı karşısında bağımsız kalmaya çalışan "kardeşliklerin" -Sufiler ve diğerleri- gelişimini destekleyen bir durum oldu. Devlet onlarla savaşıyordu ya da mümkün olduğunca sistematik biçimde etkisizleştiriyordu. Laik kabul edilen Kemal'in Türkiye' sinde dahi, din kurumu devlet kontrolü altına sokulmuştu. Hiçbir şekilde çoğunlukla söylendiği gibi bastırılmış veya "göz ardı edilmiş" değildi. Bu anlamda Kemalizmin hedefi Osmanlı İmparatorluğu'nun hedefiyle aynı idi: Dini kendi amaçları doğrultusunda araçsallaştırmaktı.
Arap nüfusunun yarısından fazlası şu an şehirde yaşamaktadır. Ama bu devasa nüfus transferi gelişkin, kapitalist Batı veya Sovyet dünyasını yaratan ya da Çin'in son yarım yüzyıldır içinden geçtiğine benzer bir ikili tarım-sanayi devriminin sonucu değildir. Aksine, tarım ve sanayi devrimlerinin eksikliğinden kaynaklanmakta.
burjuva modernleşme ...İlk doruk noktası 1919 Mısır Devrimi idi. Bu devrimin altında toplandığı bayrağın Arap dünyasında o güne değin görülen laikliğe en yakın bayrak olması, "din Tanrı'ya aittir, ülke herkese" diye ilan etmesi, üzerinde hem hilal hem haç bulunan bir flama seçilmesi tesadüf değildir.
Reklam
Hakiki modernleşme ve demokratikleşme dünya sisteminin egemen güçlerine kafa tutmakla elde edilebilir, onların dümen suyunda giderek değil.
Memluk iktidarı hala yerli yerinde duruyor. Memlukların otokrasisiyle olan benzerliklerden ilki iş dünyasıyla siyasi iktidarın iç içe geçmişliğidir. Aslında kelimenin tam anlamıyla bir "özel sektör" mevcut değildir
Modern siyasal İslamı Hindistan' daki İngiliz iktidarına hizmet eden oryantalistler icat etti ve daha sonra Pakistanlı Mevdudi devraldı. Özgürleştirici modernite kavramına karşı çıkarak, bizzat demokrasi ilkesini -bir toplumun kendi yasalarını belirleme özgürlüğü aracılığıyla geleceğini kurma hakkı- reddetti. Tabii ki, özgürlükçü ulusal hareketlere karşı Batılı güçlerce desteklenmekteydi.
Siyasal İslam özgürlüğü değil itaati vazeder. Özgürleştirici bir İslam okuması girişiminde bulunan sadece Sudanlı Mahmut Taha oldu. Hartum' daki yöneticiler onu ölüme mahkum edip idam ettiklerinde, Taha'yı İslami hareket içinde ne "ılımlı" ne de "radikal" hiçbir parti sahiplenmedi, "İslami rönesansı" ilan eden ve hatta bu hareketler arasında "diyalog" arzulayan hiçbir entelektüel savunmadı.
Reklam
otokratik iktidar meşruiyetini gelenekten alır. Bazı durumlarda bu milli ve dini monarşi geleneğidir, Fas'ta olduğu gibi (hiçbir Fas siyasi partisi bu monarşinin zarif mottosunu -"Allah, Millet, Kral"- sorgulamaz); bazen de Arap Yarımadası'nda olduğu gibi kabile monarşisidir.
modernitenin aynı zamanda kadınlara özgürleşme, yenilik yapma haklarını kullanarak gelenekten kopma hevesi verdiğini anlamıyor. Aslında Nahda moderniteyi, bir sonuç olarak ortaya çıkan şeye, teknolojik ilerlemeye indirgiyor.
Laikliğin anlamını, yani politikanın yenilik yapma özgürlüğüne kavuşmasını, böylelikle modern anlamda demokrasi olması için gerekli olan din-politika ayrımını kavrayamadı.
414 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.