Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selahattin Yusuf

7.5/10
130 Kişi
684
Okunma
103
Beğeni
8,3bin
Görüntülenme

En Eski Selahattin Yusuf Yorumları ve İncelemeleri

En Eski Selahattin Yusuf sözleri ve alıntılarını, en eski Selahattin Yusuf kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Edebiyat, sanat ve düşünürler dünyasına belli kişiler üzerinden bir bakış sunan, entelektüel birikimi ile okurlara katkı sağlayabilecek bir kitap. Nietzsche'nin hasta yatağında kardeşine söylediği söz kitabın adını oluşturmuş ki içerik hakkında bilgi sahibi olmadan sırf kitabın adı için satın almıştım. Bir de Orhan Pamuk'la ilgili yazarın sözleri de ilginçti...
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?Selahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 2017126 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bazı ağabeylerin kelâmlarını ve kalemlerini önemsiyorum. Selahattin Yusuf da kelâmına ve kalemine önem verdiğim, Meksika sınırından tanıdığım samimi ağabeylerden bir tanesi. Bunu demek ne kadar doğru bilmiyorum ama bizim mahalleden böyle çarpıcı bir üslupla yazılmış, insanı duygu fırtınalarına sürükleyen , farklı bir tarzda ve alışılagelmişten uzak bir romanın yazılması beni gerçekten umutlandırdı . Çünkü gerçekten kültürel iktidarı maalesef birileri kendi tekelinde tutuyor ve nedense bizim mahallemizi gören yok! Neyse bu konuya burda girmeyeyim.. Kitaptan bahsetmek istiyorum biraz sizlere.. Masum Oran, benim için bir tutunamayandı. Belki Oğuz Atay, Masum Oran gibi bahtsız bir yönetmeni tanımış olsaydı Tutunamayanlar ansiklopedisine onun ismini de dahil edebilirdi. Hayatın acımasızlığına, şanssızlığına, insanların iki yüzlülüğüne, vurdumduymazlığına,aymazlığına karşı direnç göstermek için 'Sanat Filmi' çekmek isteyen Masum'un hikayesi beni büyük bir merak duygusuyla kendine çekti . Hikayede aşk , ideoloji , ayrılık, psikoloji, toplumsal değişim , cinayet , ceza ,kefaret kısacası hayata dair her şey var. Romanın beni en cok etkileyen taraflarından bir tanesi;zamanla değiştiğimiz sorunsalı. Özellikle üniversiteydeken daha radikal olan görüşlerimizin gün geçtikçe yok olmaya yüz tutması. . Ve psikolojik tahliller . . . Sözün özü : çarpıcı üslupla kaleme alınan bu romanı okumanızı ve bu değerli kalemle tanışmanızı tavsiye ederim
Masumiyetin Son Günleri
Masumiyetin Son GünleriSelahattin Yusuf · Profil Kitap · 201781 okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Selahattin Yusuf'un entelektüel birikimlerini aktardığı deneme tarzı kitaplarını tercih ederim ama bu romanı için de kötü diyemem. Belli çevrelere eleştirel bir bakışla birlikte, kurgu içinde iddialı paragraflarda göze çarpmaktadır. Yine de deneme tarzı eserlerini tercih ediyorum.
Masumiyetin Son Günleri
Masumiyetin Son GünleriSelahattin Yusuf · Profil Kitap · 201781 okunma
256 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eser kapalı bir üslupla yazılmış, anlatılmak istenenin direk okuyucuya yansıtılmayıp; okuyucuyu yorarak yansıtıldığı bir eser meydana gelmiş. Açıkçası pek bir şevk içinde okuyamadım. Yaşanan olaylar, yaşantılar, zaman örgüsü tam bir karmaşıklık içinde. Şu an için eser ile ilgili düşüncelerim bunlar lakin haksızlık da etmek istemem yazara, ne de olsa ortada bir emek var. İlerleyen yıllarda tekrar okursam eğer, fikrimin değişmesine sebep olabilir mi bilemiyorum. Zaman ne gösterir?..
Masumiyetin Son Günleri
Masumiyetin Son GünleriSelahattin Yusuf · Profil Kitap · 201781 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Askerlik günlerinde okunmasıyla etkisi artan bir kitaptı. Aslında Selahattin Yusuf bu günlüklerin bir kısmını o günlerin iyi dergilerinden biri Gerçek Hayat'ta yayımlamıştı. Sonra bu metinleri kitap olarak basıldı. Kitaplığımdan uçup giden bu kitabı bir kez daha elime geçse okurum. Askerlik günlerimizde kendimizi Dino Buzzatti'nin Tatar Çölü'nde hissettik. Öylece bekledik. Ya da daha önce hiç uğramadığımız bir kentin otogarında aktarma otobüsünü bekleyen öğrenci halinde yaşadık. O anlara güzel bir edebiyat yolculuğu katan bu kitabın tadı hala damağımda dersem yanlış olmaz.
Şafaktan Çok Önce
Şafaktan Çok ÖnceSelahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 201742 okunma
183 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Meraklısına...
Yazarın zihin odalarında dolaşan düşüncelerin kavramlarla ete kemiğe bürünmesini izliyorsunuz. Kendi eksenine giren nice şeyin etkisinde kalan ruhuna gedikler açmasına ortak oluyorsunuz. Nefesleniyor cümlelerle. Cümlelerce... Bob Marley, Allen Ginsberg, Jack Kerouac, Malcolm X, Geronimo, Foucault, Goethe, Beethoven, Nietzsche, Schopenhauer, Dostoyevski... Kimi zaman müzik, kimi zaman edebiyat, kimi zaman sanat, kimi zaman felsefe... En çok da insan bezeli satırlarla karşılaşıyorsunuz eserde. Yazarın düşünce dünyasına inmenizi kolaylaştıran kahramanların her biri bir meselenin üzerinde yükseliyor. Bazen ustalıkla bazen acemilikle. En çok da insanca... Gençlik dilinin cesur boyutunu yazıların ekserisinde görebiliyorsunuz. Yumruk saklı eleştirileri, geri dönüşümsüz toplum fikriyatı, döneminin ikilemde kalan siyasi zeminde köhnemiş düşüncelerin ele alınışı... Yine kimi konuların uzatılmasıyla sünen ana fikir ve çözümsüz konu yığınları... Yazar bir dönemin resmini çekerken olanca samimiyetiyle sizi kendi ikliminin yolcusu eyliyor. Müzik dolu bir yüreğin kulağa düşen notalarında, hayatın pencerelerine örülen kalın duvarların serseri kalıntılarını izliyor. Dünyayla engelsiz bir iletişimin varlığının olabildiğince zor olduğunu belirtiyor. Sirenleri Taşa Tutun, genç bir yazarın belki de ilk kez açık konuştuğu dergi, gazete yazılarının bir bütünü. Konu bütünlüğü yer yer kaçsa da, her bir deneme bir dışavurum çaresizliği içermesi açısından ortak duygulara sahip. Eseri bir bütün olarak ele aldığımızda size ilgi alanınıza girecek cümlelerinden çok yaşanmışlığının olduğunu söyleyebiliriz.
Sirenleri Taşa Tutun
Sirenleri Taşa TutunSelahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 201736 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Askerlik, İzler ve Günlükler
Günlükler hayatın insan ruhuna anlık bıraktığı izdüşümlerini kavramlarla ifade etmek demektir. Kimi günlükler sadece olay örgülerini ele alırken, kimi günlükler "ân"ın o eşsiz yansımasından sonsuz muhabbetler devşirir. Selahattin Yusuf, askerlik dönemiyle başlayan günlük yazımını askerden çıkınca bir müddet daha bizim gönlümüzü hoş edercesine devam ettirip eseri öyle bitiriyor. Kısa, kimi zaman birkaç cümleden oluşan ama izlerinin derin olduğunu anladığınız günlükler kaleme alıyor. Askerliğin tekdüze mantığını kırmak uğruna yapılan mücadeleyi, sorgulamanın eşsiz özgürlüğüne erişince bir müddet daha günlük tutarak bize kıyas ettirmesi eserin en önemli yanı diyebiliriz. Fırsat buldukça Eruh ilçe halk kütüphanesinin zihnindeki yaralara nasıl merhem olduğunu sıklıkla görebiliyorsunuz. Dilin akıcı boyutu, konunun derinliğini kısa ve vurucu cümlelerce ifadesi, "Sirenleri Taşa Tutun" adlı eserinden temel farklılıklar olarak göze çarpıyor. Girişteki bazı yazıların "Sirenleri Taşa Tutun" adlı eserinde de yer almasına bir anlam veremezken, kitap hacmini büyütelim düşüncesiyle oldu ise anlamsız olduğunu ifade etmeliyim.
Şafaktan Çok Önce
Şafaktan Çok ÖnceSelahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 201742 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Biraz Edebiyat Ruhumuzu Onarabilir
İnsanları birbirine ortak kılan ve bunu ebedileştiren en önemli duygu, hayatın kalplerimize yüklediği "acı" olsa gerektir. Belki de bundandır, insanoğlu kendisiyle kurduğu yapay ilişkinin derin köklerini çözümlemek için içinde merhamet olan bir gerçekliğe ihtiyaç duyar. Elimizdeki eser, ismini, Nietzsche'nin kız kardeşi Elisabeth'e söylediği "Niçin ağlıyorsun Elisabeth? Mutlu değil miyiz?" sözlerinden alıyor. Genellikle edebiyat ekseninde kaleme alınmış yirmi kadar denemeden oluşuyor eser. Edebiyat dışında resim ile edebiyatın kesiştiği ressamları da es geçmiyor yazarımız. Nietzsche, Oğuz Atay, Faulkner, Rimbaud, Paul Valery, Melville, Dostoyevski, Tarkovski... Acı çeken birçok yazarın ruhunda biriken pıhtılaşmış çaresizliği tanımak için fırsat sunuyor yazarımız. Kendi gerçekliklerini acı tecrübeler ile aralayan bu isimlere ek olarak Paul Klee ve Leonardo da Vinci'yi de ekliyor. Eleştirel olarak ele aldığı Orhan Pamuk ve İskender Pala analizi eserde yer alan havayı bozsa da, farklı bir tat bırakıyor dimağınızda. Selahattin Yusuf'un dilini diğer eserlerine göre bunda daha mahir kullandığını belirtebiliriz. Ayrıca okuduklarını aynı zamanda görmeye de başladığını, zihninde kalan izleri kendi acılarını katarak harmanladığı girizgâhlardan anlayabiliyoruz. Yer yer yine fazla uzatmalar ve tekrarlar olsa da, eserin hacmi büyük olmadığı için bu durum göz ardı edilebiliyor. Kısaca yazarımız, çok sevdiği ve kendisi için vazgeçilmez yazarlarına oldukça sık atıf yaptığı ve alıntılama ile illa ki size de bir parça lezzet sunmaya çalıştığı eseriyle sizi bir edebiyat denizinin içine davet ediyor.
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?Selahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 2017126 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Masum, yani hayatta ters giden her şeyin genel ismi de olan Masum, Cunda'da ters giden şeylerin de tür adı olup çıktı." Bir güzel kitap daha bitti. Yeni bir kitaba başlamayı da, kitap bitirip ilerlemeyi de çok seviyorum. Kalemine sağlık @selahattinyusuf
Masumiyetin Son Günleri
Masumiyetin Son GünleriSelahattin Yusuf · Profil Kitap · 201781 okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Yalnızlık Çoklaması; İsa Hanginiz? Yalnızlık en temel acılarımızdan birisidir. İnsanoğlunun dünya serüvenini başlatan ve bitiren yalnızlık hali, aslında insanı insan yapan duygusal gerilimi de içinde barındırmaktadır. İnsanın içine dönüşünü başlatan, bakışlarını dıştan içe çeviren ve sessizliklerine dokunan bir aşamaya ancak yalnızlık ile
İsa Hanginiz?
İsa Hanginiz?Selahattin Yusuf · Profıl Yayıncılık · 201667 okunma
52 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.