Câmilerde mihrablann etrafındaki mum şamdanlarının üstünde yazılı “Maşaallah” yazılarını kazımışlardı. Abideler, çeşmeler üzerindeki âyât-ı kerîme yazılı mermerler parçalanmıştı.
[Mustafa Kemal Atatürk’ün] son dileği, Ezan’dan başka
ibadetleri de Türkçe yaptırmak ve Türk kafasını Arap kafası
köleliğinden kurtarmaktı. Türk Ocağı’na gittiğimiz gün,
Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmek konusunu açtı. Orada bulunan
Kâzım Karabekir [şöyle dedi]:
— Kur’ân-ı Azîmüşşan Türkçe’ye çevrilemez, Paşa
hazretleri!
— Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, “Kur’ân’ın
mânâsı yoktur!” demekür.
— Hayır efendim ama, meselâ ‘Elif-Lâm-Mim’... Ne
diyeceğiz buna?
— Ne demektir ‘Elif-Lâm-Mim’?!
— Meçhûl efendim...
— Öyle ise karşısına bir sıfır koyar, çevirmeye
devam edersiniz.’ (1)
(1) Falih Rıfkı Alay, Atatürkçülük Nedir?, s. 47-48, İstanbul, 1966.
Ihlas Süreli Yayınlar. Tarih ve Medeniyet s. 19, sayı 49, 1998.
Bizim dünyamız -bilirsiniz- topraktan, sudan ve havadan
unulmuştur. Hayatın da esas unsurları bunlar değil midir?
Bu unsurlardan birinin eksikliği, yalnız eksikliği değil,
sadece bozukluğu, hayatı imkânsız kılar.
(...)
Tabiat insanları türetti, onlan kendine taptırdı da.
Ancak insanların dünyada yaşayabilmeleri için, onların tabiata egemenliğini, de şart kıldı. Tabiata egemen olmasını bilemeyen yaratıklar, varlıklarını koruyamamalardır. Tabiat
onlan, kendi unsurlan içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten hiç çekinmemiştir.
3 Mayıs 1935
Atatürk Söylev ve Demeçleri, C. II, s. 273-279.
18 Temmuz’da İslamlığın terakkiye mani olduğunu haykıran Fethi Bey ve arkadaşları bu maniayı nasıl ve ne zaman kaldıracaklardı? Hükümet programı ile mi, yoksa Gazi’nin herhangi bir hamlesiyle mi? Bu bekleyiş uzun sürmedi. Hemen bu akşam (14 Ağustos) heyet-i ilmiye şerefine Türk Ocağı’nda verilen çay ziyafetinde ilk tehlikeli hamle göründü.
Şöyle
“Baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte olgunlaşması, Hıristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizmden vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş katkısız ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye değin, kavgalar pislikler, kaba istek ve eğilimler arasında bir bataklıkta yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları ağulayan kötülük etmenlerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleştirilmesini gerektiren Birleşik Dünya Devleti kurma düşünün, tatlı bir düş olduğunu yadsıyacak değiliz.
Söylev, T. Dil Kurumu Yay, Ankara, 11, 1987, Sh. 521
Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen, Düşünürler. Kitaplar, Şerafettin Turan Sh. 39
Kitaba sabah başladım öğleden sonra bitti. Gerçekten çok ince düşünülmüş ve kelime kelime kaynak verilerek yazılmış bir eser. Tarihi araştırma seven insanlara gerçekten tavsiye ederim.
M. Kemal ve DinŞemseddin Güler · Aspaş Matbaası · 199916 okunma
Bir oturuşta bitecek; Doğu Perinçek, Afet İnan, Falih Rıfkı Atay, Kazım Karabekir, Uğur Mumcu kaynaklı bir kitap. Mevlana türbesine alkollü gitmesi anıları içinde yer alıyor.Atatürk’ün el yazılarını vermiş, böylece onun din hakkındaki fikirlerini daha iyi anlıyoruz, kendi yazısından öğreniyoruz:
Kendi dilimizde ibadet lazım.
Ahiret bir tesellidir, insanları bu gafletle kandırdılar.
Hz. Muhammed kendi düşüncelerini edebi bir dille aktarmıştır.
Din ve namus değerine sahip olanlar kazanamazlar.
Hafızların Kur’an öğrenmekten beyni sulanmıştır.
M. Kemal ve DinŞemseddin Güler · Aspaş Matbaası · 199916 okunma