Bir Türk'ün herhangi bir kişi kişiyi "şu kadar zengin" ya da "bu kadar değerli" diyerek kıymetlendirdiğini duyamazsınız. Aralarında geçirdiğim onca zaman zarfında tek bir Türk'ün bile böylesi niteliklere değer verdiğine şahit olmadım.
Avellis diyor ki;Dünyada, bozulmamış Türk'ten daha iyi bir insan yoktur. Türklerle yaptığım mukaveleleri sıklıkla muhtevasını anlamadan imzalarım. Bu işi yapmaktan da tereddüt etmem.
Keza Selanik'te, eski çağların din savaşlarındaki vahşi ruhun hala hayatta kalan bir parçasıyla, yani Anglo-Sakson misyoner ruhuyla, ilk kez yüz yüze geldim.
Sultan Abdülhamid’in güvenini kazanan nadir gazetecilerden biri olarak Yıldız Sarayı’nın mutad konukları arasına girmiştir. Sultan ile samimi ilişkileri sebebiyle, yanlış anlaşılmak kaygısıyla, ancak 1914 yılında, Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra neşrettiği ve Türk’ün adına bir tür müdafaaname niteliği taşıyan hatıraları, sabık Sultan’ın sağlığında yayınlanan ve düşüşünün ardından kendisini kötülemeyen belki de yegâne eser niteliğindedir....