İmparator Hadrian İskenderiye'yi ziyaretinde arkadaşı Ser vianus'a inanç ve gizemlerin, filozofların, sır öğretmenlerinin, kahinlerin ve piskoposların oluşturduğu bu muhteşem girdapta, sanki her türden dışlamarın kaybolduğunu anlatmış ve şöyle yazmıştır: "Hristiyan olduğunu iddia eden piskoposlar, Serapis'e hürmet ederken görülebilir. Bir matematikçi, bir haruspeks ya da bir alpit olmayan Samiriyeli, Hristiyan ya da Musevi tek bir papaz yok. Patrik (Hristiyan) Mısır'a geldiğinde, herkesi mutlu etmek için hem İsa'ya hem de Serapis'e ibadet ediyor...
Jung'un eski Gnostiklerin öğretilerine normalin üstünde bir ilgi si var, bu yüzden bu özel durumda bir nom de plume (takma ad ç.n.) olarak Basilides'in adını kullanmış."(*)
"Gnostiklere yönelik büyük merakı olan yalnızca o değil," diye gülümsedi Profesör J."Genç Baron da oldukça aykırı. Gelin şimdi kitaba biraz daha
İnsan doğası zayıf ellerimizde ne kutsallaştırmaya ne de tanrılaştırmaya ihtiyaç duyar; zamanın başlangıcından ve uzayın oluşmasından önce tanrısal varlıklar ve kutsallaştıran kuvvetler onun içine yerleştirilmiştir.
Mani, Zerdüşti papaz kurumlarının kışkırtmasıyla hain bir kral tarafından znlimce öldürülmüştür, ama onun dini birkaç yüzyıl boyunrn hlrçıık iilkcde gelişmeye devam etmiş ve Gnos-
54
tik geleneğin başlıca taşıyıcısı haline gelmiştir. 1813 yılında, Be yaz Lotus ve Siyah Bulut Manichean mezhepleri Çin'de politik olarak aktifti, 1911 yılında
C. G. Jung'un Gnosis'i Gizemden Doğmuş Bir Bilim
Yirminci yüzyılın bu son çeyreğinde, çok az kişi derinlik psiko lojisinin çağımız kültürünün en güçlü dönüştürücü kuvvetlerin den biri olduğunu inkar edebilir. On dokuzuncu yüzyılı nitele miş olan karanlık bilinç yabancılaşmasından çıkarak, insanoğlu nun zihnindeki bilinçdışı gizeminin