Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sungur Savran

Sungur SavranTürkiye'de Sınıf Mücadeleleri yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
7.5/10
13 Kişi
79
Okunma
8
Beğeni
2.997
Görüntülenme

En Eski Sungur Savran Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sungur Savran sözleri ve alıntılarını, en eski Sungur Savran kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sınıf mücadelesi artık moda değil, Aydınlar sınıf mücadelesinden söz etmekten hoşlanmıyorlar, söz edenleri de geçmişin aşılmış dünyasından arta kalmış kalıntılar gibi görüyorlar..
Sayfa 37 - Yordam kitapKitabı okudu
Madem Çağlar Keyder'in kendisinin belirttiği gibi, dünya son döneme kadar "ulusal kapitalizmlerin eklemlenmesiyle" tanımlanıyordu, o zaman azgelişmiş ülkelerin devletlerinin de , burjuva nitelikleri dolayısıyla enternasyonalist bir sosyalizmi benimseyemeyeceklerine göre, "ulusal kalkınmacılığı" uygulamalarından daha doğal bir şey olamazdı. Bugün koşulların değişmesiyle bu yaklaşım geçersiz hale gelmiş olsa bile bu gerçek değişmez. O halde neden iflas? Neden bu hiddet? Korkarım sorunun cevabı, iflası ilan edenlerin liberal önyargılarında yatıyor. "Devletçi" diye anılan çözümleri bütün zamanlar için mahkum etme dürtüsünün bilinçli ya da bilinçsiz bir ifadesi. 24 Ocak kararlar ı gündeme geldiğinde sol liberaller bu yeni yönelişe destek vermek için geçmişi karalama yarışına girmişlerdi.
Reklam
Augier
Eğer para dünyaya bir yanağında doğuştan kan lekesi ile geliyorsa, sermaye tepeden tırnağa her gözeneğinden kan ve pislik akarak geliyor
Sayfa 145 - YordamKitabı okudu
Önderlikler devrimler için belirleyici önemdedir, ancak bir devrim önderliğe indirgenemez.
Sayfa 150 - YordamKitabı okudu
Bir ulus kendi kurtuluş mücadelesini veriyorsa başka bir ulusu baskı altına alamaz
Sayfa 100Kitabı okudu
"Neden toplanmış bekleşiyoruz pazar yerinde? Barbarlar gelecek bugün. Neden böyle hareketsiz Senato? Boş oturuyor Senatörler, yasalarla uğraşacaklarına? Çünkü barbarlar gelecek bugün. Senatörler neden uğraşıp dursun yasalarla? Barbarlar gelince yapacak nasıl olsa"
Reklam
Liberal efsanelerin yarattığı yanılsamaların aksine, kapitalizmin beşiği olan Avrupa’da bile devlet, sermayenin ilk birikimi sürecinde, özel olarak da ticaret sermayesinin sanayi sermayesine dönüşümünde, önemli bir tarihsel rol oynamıştır. (...) Ama 19. yüzyılda tek bir ülkede, Asya’nın yeni kapitalist gücü Japonya’da devlet salt özel sermaye birikimine müdahalenin ötesine geçerek sanayinin kapitalist temellerde örgütlenmesini kendi üzerine aldı. Türkiye’nin 30’lu yıllarda izlediği yol işte Japonya tarafından açılmış olan bu yoldu. Bunda Türkiye yalnız değildi. Latin Amerika’nın göreli olarak gelişkin ülkeleri de 30’lu yıllarda aynı yola girmişlerdi.
DP iktidarı altında gerçekleşen değişikliklerinin hemen hemen hepsinin temelleri, Kemalist mitolojinin yaymaya çalıştığının aksine, 1946-50 döneminde CHP hükümetlerince atılmıştır; DP'nin yaptığı kendinden önce ortaya çıkan eğilimleri daha ileri götürerek sistematik hale getirmektir.
DP’nin sınıfsal doğası bir “halk hareketi” olarak nitelenmesine kesinlikle izin vermez. DP/AP geleneği, köylülüğün burjuvazinin hegemonyası (Gramsci) ya da yöneticiliği (Lenin) altına girişinin siyasal dolayımıdır.
Sermaye tarihsel gelişimi içinde, sürekli olarak, bir yandan kendi dışında oluşmuş dışsal engellerle, bir yandan da kendi çelişkili hareketi sonucunda oluşmasına yol açtığı içsel engellerle karşılaşır. Sermayenin gelişmesinin tarihi aynı zamanda bu engellerin ortadan kaldırılması ve koşulların sermayeye uygun hale getirilmesi için verilen mücadelelerin tarihidir.
122 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.