"Köpeğin ölüm tarihi adamınkinden çok daha farklı. Sadece üç ay önce ölmüş. Sahibinin öldüğünü anlayamamış herhalde... Sürekli uyanmasını beklemiş..."
"Sanırım öyle... Köpekler sizi... Daima bekler..."
Acı... Biri bana kitap ne anlatıyor diye sorsa vereceğim tek cevap bu olurdu...
Yıldız bekçisi köpek ayçiçekleri dolu kapağıyla bize sıcacık bir hikaye vaadediyor ve bu vaadi de fazlasıyla karşılıyor; kapağı açar açmaz daha ilk sayfasında ağlamaya başlıyorsunuz... Sayfaları çevirdikçe ağlamanız geçer sanıyorsunuz ama olmuyor. Her bir cümle ile daha fazla yaralıyor ve ilk kısmın sonunda da size tokat gibi çarpıyor. Açıkçası ilk hikayeyi bitirdikten sonra devam etmemeyi düşündüm çünkü hiçbir insan kendisine bile isteye böyle bir kötülüğü yapmamalı. Ama kitapları yarım bırakmayı sevmediğim için ikinci kısmı da okuyup bitirdim ve diyebilirim ki iyi ki bitirmişim. İkinci hikaye biraz daha insaniydi, en azından ciğerlerim bana kaldı...
Köpek besleyen biriyseniz kitap sizi olduğundan on, yüz, bin kat yaralayacak. Özellikle de benim gibi köpeğinizin hasta olduğu bir zamanda okumuşsanız ruhunuzu pekala teslim edebilirsiniz. Ama okuyun. Çizimlerinin güzelliğinin yanı sıra cümleleri de yüreğinize dokunacak çünkü. Benim etkisinden çıkmam için saatlerce ağlayarak köpeğimi sevmem ve gece de ona sarılarak uyumam gerekti. Hala zamanımız varken, onlar hayatımızdayken, gelecekte "keşke daha fazla zaman geçirseydim" dememek için şimdi, onların kıymetini ne kadar bilsek az...
10/10
mangaya baslamak icin ideal bir kitap, biraz huzunlu bir hikayesi var ancak cok keyifliydi. Baba karakteri cok iyi islenmisti. Olaylar biraz ic ice olsa da kendini okutturuyor.
Yıldız Bekçisi Köpek ve Ayçiçeği Tarlası adında iki hikayeden oluşan bir manga. İlk hikayesi olan Yıldız Bekçisi Köpek, aile katılan yavru köpeğin babayla dostluğunu anlatıyor. İkinci hikaye de onlara veda niteliğinde. Şıp diye biten ama okumaktan keyif aldığım bir manga oldu. Sizlere de okumanızı tavsiye ederim.