Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Tolga Yazıcı Yorumları ve İncelemeleri
Tolga Yazıcı yorumları ve incelemelerini, Tolga Yazıcı kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Tolga Yazıcı puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Hastalıktan bir türlü vakit ayıramadığım kitap. Hastalığım uzun sürmese daha kısa sürede 1 gün içinde bitirebileceğim bir kitaptı o derece akıcı ve sade. Bazı yerlerde sıkıldığım oldu ama yine de okunabilir bir kitap.
Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere bir öykü kitabı ile geldim
İçinde 3 adet öykü barındırıyor. İlki kitaba adını veren öykü. Bu öyküde depremde babaannesi kaybeden çocuğun hayatta kalışı ve arkadaşları, hepsinin çektiği sıkıntılar anlatılıyor.
İkinci öykü #KataktersizYazar. Burada ise yalnızlığı seven evinden dışarı zorunda kalmadıkça çıkmayan bir yazar anlatılıyor.
Son ve benim için en üzücü öykünün adı ise #Dilba. Hoca dedikleri kişi tarafından tecavüze uğruyor, başkaları tarafından taciz ediliyor. Yine de onu seven biri var. Belki kavuşurlar kim bilir?
Yazar kitabın sonunda "Hikayedeki kişi ve olaylar tamamen hayal(t) ürünüdür...." demiş. Hayal mi bilmem ama hayat ürünü olduğu kesin. Bunların çoğunu etrafımızda birçok kişi yaşamıştır. Yaşanmışlık olarak ele alırsanız gerçekten güzel bir kitap ben beğenerek okudum. Sizlere de tavsiye ederim (Aralarda geçen argo kelimelerden rahatsız olmuyorsanız)
Yazarımızın kalemine sağlık
“Müthiş Bir Kitaptı!”
Bu kitaba inceleme yazmaya daha kitabı okumaya başladığım anlarda karar verdim. Çünkü benim için bu kitap kesinlikle en’lerden oldu.
Bir kitapta acı, yalnızlık, terk edilmişlik, korku, sevgi; nasıl bu kadar elle dokunulabilen, gözle görülebilen, kalple hissedilebilen olabilir, anlayamadım. Böylesine soyut duygular nasıl bu kadar hissettirilir karşı tarafa, okuyucu kitabın içindeki duyguları nasıl bu kadar iyi anlar, bilemedim. Bence her yazar duyguyu bu kadar güzel geçiremiyor okuyucusuna. Bu anlamda kitabın yazarı Tolga Yazıcı Beyfendi’ye teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunarım. Kitabın yazarıyla bu kitapla tanıştım ve cidden diğer kitaplarına karşı bir merak uyandı içimde…
Kitap çok ince ama, içindeki duygu yoğunluğu çok fazla, o yüzden hemen okuyup kaldıramadım. Kitabın karakterini, Galip’i, çok sevdim. Yalnızlığını, korkularını, hayallerini, sevdim. Ama en çok da umutsuz olan hayatında yine de umuda kör olmayışını sevdim. Ah be Galip, dedim durdum kendime, kendini sevilmeye bi bıraksan, bi bıraksan aslında Yağmur sana çok iyi bakacak, mutlu edecek, sarıp sarmalayacak. Ama Galip, çok kutsadığı o yalnızlığını kimseyle paylaşamadı, Yağmurla bile. Olsun be Galip, seni bu hale getiren annen utansın, baban utansın, seni terk eden sevdiklerin utansın.
Ve Yağmur, asıl kaybedeni değilsen de sen de kaybedeni oldun bu hayatın. Seni teselli etmek istedim. Çok da üzülme be Yağmur, sorun gerçekten sende değildi, demek istedim. Bi işe yarar mıydı, sana belki kuru gelecek bu tesellim, bilemedim ama yine de etmek istedim işte.
Bence hepiniz okuyun bu kitabı, sevdiklerinize de okutun.! Kitapla ve sağlıcakla kalın. Vesselam.
BAŞKOMİSER AMA NEVZAT DEĞİL KUDRET
Ben mi anlamadım, sayfalar mi eksik yoksa başka bir durum mu var bilemiyorum ama, okuduğum kadarıyla cinayetler açıklanmadan bitiyor kitap. Hem de bayağı merak ettirerek.
Sonda söyleyeceğimi başta yazdım,şimdi genel girizgah yapayım adettendir. Yazarı ve kitabını tesadüfi bulup okudum. Bir kütüphaneden ödünç aldım. Şunu söyleyebilirim ki kitap gayet akıcı ve sürükleyici, dili ise günlük hayatla birebir. Okurken hiç zorluk yaşamayacaksınız. Zaten sayfa sayısı da az olduğundan bir kaç günde bitirmeniz çok doğal.
Herkesin farkettigi şeyi şimdi söyleyebilirim,kitap ve olay örgüsü,içeriği karakterler tamamen Ahmet Ümit'in Başkomiser Nevzat romanlarıyla birebir. Okursanız eminim göreceksiniz. Yazar bunu bilerek mi yaptı, öykündü mu bilmiyorum ama bayağı benziyor diyebilirim. E tabi bu yer yer keyifli çünkü Başkomiser Nevzat harika bir karakter ama bu kadar fazla benzetmesi de kolaya kaçmak gibi de geldi bana açıkçası.
Sözün özü romanı bitişi hariç (olay açıklanmadığı için) beğendim. Okumanızı da tavsiye ederim. Ben bugünden tezi yok yazarın başka kitapları var mı diye bakacağım açıkçası.
Çocuk yaşta anne ve babası tarafından terk edilmiş Galip'in hayat hikayesi yine kendi ağzından anlatılıyor. Bir iç muhasebe, hesaplaşma da denebilir. Bazen aynalara küsme bazen onlarla resmen kavga etmenin kitabı. Çok sevip sevilememenin acısının tam tersi şeklinde hissedilmesi: sevmeyi biliyorum ama sevilmeyi beceremiyorum.
Bu kitap öncesinde okuduğum kitaptan sonra kısa ve buruk bir mola oldu açıkçası. okumalarım arasında genelde yaptığım bir taktiktir bu. Ya tür değiştiririm ya da zor okunan bir kitaptan sonra kolay okunan bir tane tercih ederim. Bu da o taktiğimin neticesinde bitirdiğim bir kitaptı.
Kitabın ilk başında Sunay Akın’ın etkileyici bir önsözü yer alıyor,Galip ile bir yolculuğa çıktık,onunla ilerledik bazen ayırt edemedi iyiyi kötüyü ama arayışını devam ettirdi..
Akıcı bir dili var kitaba başlayınca satırlar arasında kayboluyorsunuz..
Tanımadığı insanların düğünlerine,cenazelerine gitti Galip.
Göbek ve toprak attı,teselli etti ve kutladı.
Ayırt edemedi Galip,iyiyi kötüyü,güzeli çirkini,yaşamı ve ölümü.. Seçemedi hangisinden olduğunu.Sorulduğundan değil seçim yapmak zorunda olduğundan..
Bu yüzden ya ona bu adı verip çekip giden annesine bir çift söz söyleme fırsatı dahi verilmemişti.. Konuşmadı Galip konuşamadı..
”Sesinizden daha güzel bir ayracım yok.” ( syf18)
”Çok yalnızdım ve her şey karmakarışıktı.”( syf 33)
Sizde Galiple bu yolculuğa var mısınız?