1990 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Tiyatro Bölümü, Oyunculuk ana Sanat Dalı'ndan mezun olan Kantürk, öğrencilik yıllarında çalışmaya başladığı Dormen Tiyatrosu ile profesyonel çalışma hayatına başladı. Aynı sürteçte bazı filmlerde yönetmen yardımcılığı ve oyunculuk yaptı. Haldun Dormen, Kenan Işık ve Gencay Gürün'ü asiste eden sanatçı, ilk şiirlerini 1981 yılındaOluşum dergisinde yayımladı. İzleyen zamanlarda Gösteri, Argos, Şiir Atı, Yasak Meyve, Sanat Olayı, Varlık, Türk Dili, Yazko Edebiyat gibi dergilerde şiir ve yazıları çıktı. 1991 yılında ilk kitabı İlk Gibi Son yayımlandı.
1991 yılında ilk yönetmenlik deneyimini yaşayan Kantürk, Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda Kahvede Şenlik Varı yönetti. BKM, Bakırköy Belediye Tiyatrosu, İstanbul Devlet Tiyatrosu, Eskişehir Belediye Tiyatroları, Tiyatrokare gibi topluluklarda oyunculuk ve yönetmenlik yapmasının yanı sıra öykü de yazan yönetmen, bazı derglerin yayın yönetmenliğini yaptı. Sanatçı Bakırköy Belediye Tiyatroları'nda oyuncu ve yönetmen olarak görev yapmaktadır.
Behçet Necatigil için
Susardı elleri düşüncenin
Ama şimdi bakışmalar. - akşam saatleri.
Oysa biliniyordu
Odalarda. - kağıtlar, kibrit kutuları.
Birden soğumuştum yalnızlıktan
Yakınmalar, sakınmalar
O mavi gerginlik
Karanlıkta ordan oraya kaçışmalar.
Oysa hep sirklere çıkardı sabah
Ev yırtardı penceresini sardunyanın
Ben sesimi! odalara kitlerdim
Bir telaştı geçti, unutuldum.
Ne kadar gitsem hep dönüyorum.
Ay İçin Küçük Şeyler, iki sanatçının 1994 yılında birlikte gerçekleştirdikleri bir çalışmanın sonucu.Turgay Kantürk'e ait olan şiirler, Şenol Yorozlu'nun desenleri ile bir araya getirilmiş.İki sanatçının farklı zamanlarda ve mekânlarda yarattığı eserler bunlar.
Nedendir unuttuğum
bu yürek sızısını
sessiz ovada?
Bir kapı gıcırtısı gibi
giriyorum kâğıda
İnsanın içindekini (duygularını,düşüncelerini)dışa vurumunu resimle, şiirle pekiştirerek ortaya kişisel bir dil çıkarmak, yetenek ister, emek ister, ilham ister...
Bu eserde de tam olarak bunu görüyoruz.İlkin bir duruş,sonra bir kravat, sonra belki bir yüzleşme...yazar ya da şair olmak gerekir mi derinlik için...ya da derin mi olmak gerekir yazar ya da şair olmak için...
Okuduğunuz size neleri sorduruyorsa, o soru değeri kadar ederi vardır(kişiye göre değişir) ..bakın bakalım orada neler var?Hem belki size de ilham gelir benim gibi siz de çiziktirirsiniz birkaç satır.
Öteki SahneTurgay Kantürk · Yitik Ülke Yayınları · 20217 okunma
80 kuşağının en önemli şairlerinden biri olan, 1991 Behçet Necatigil şiir ödüllü Turgay Kantürk, Türk şiir geleneğini ve çağdaş dünya şiirini harmanlayan tutumuyla ve kişisel dil geliştirmesiyle, bir çoğunuzun sevmediği dolayısıyla da tercih etmediği, o, "Seni sevdim Sana taptım Sakın inanma şaka yaptım" gibi saçma şiir klişelerinden kendisini sıyırmış ve her şiirine felsefi bir ruh katarak bizlere sunmuştur.
~
Şiir severliği hep bir duruş olarak tanımlarım ben. Evet, bu açıdan belki biraz fazla mana yüklüyor olabilirim size göre ama bana göre şiir, hisleri ve fikirleri tasvirleyerek beyin karmaşıklığına bir harita çizmekle birlikte, insan ruhunun kıvrımlı yollarını izah etme de büyük bir katkı da bulunuyor.
Ayrıca şiirler, yaşadığımız sürece bizlere duygu cennetini bahşeder. Hayata, başka duyguların perspektifinden, başka bir gözle bakabilmemizi sağlar.
Şiirleri sevin azizim!..
İlk Gibi SonTurgay Kantürk · Yitik Ülke Yayınları · 202013 okunma