Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ümit Aktaş

Ümit AktaşOkuma Serüveni yazarı
Yazar
Çevirmen
8.2/10
62 Kişi
277
Okunma
44
Beğeni
5,2bin
Görüntülenme

Ümit Aktaş Gönderileri

Ümit Aktaş kitaplarını, Ümit Aktaş sözleri ve alıntılarını, Ümit Aktaş yazarlarını, Ümit Aktaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Söylemler değil eylemlerdir insanın nihai seçimlerini ve kişiliğini ele veren.
İnsan ne ise, odur; ve bu husustaki mazeret ve bahaneleri insanın sadece kendisini aldatmasıdır. Tasarı ve niyetler soyut düşünce ve hayaller değil doğrudan praksis'in, somut amel'in kendisidir. Söylemler değil eylemlerdir insanın nihai seçimlerini ve kişiliğini ele veren. Söylemler ise daha çok bu somut kişiliğin gizlenmesi, maskelenmesi ve saptırılmasıdır. Kaçıştır. Oysa insan Tan- rı önünde çırılçıplaktır.
insan ancak düşündüğü, iliklerine değin varlığını ürperten düşünsel girişimini başlattığı anda bu yokluktan çekip çıkarabilecektir varlığını; huzurun değil de huzursuzluğun ardına düşünce gerçek bir tarihsel serüven; din, felsefe, bilim ve sanatın kendisinden fışkırdığı bir ışıma dönemi başlayacaktır.
Reklam
Dalgalarla ya da ağaçlarla, tabiatla, saf ve bozulmamış unsurlarla her ne kadar konuşmaya çalıştıysam da bunlardan umduğum cevapları alamamıştım. Ama ben ne soru sormasını biliyor, ne de bir başka lisandan anlıyordum. Oysa çevremizde her şey konuşuyordu. Mı- rıltılar, uğultular, feryatlar, kürelerin sürtünmesi, galaksilerin titreşimi, atomların ritmi sürekli konuşmaktaydı. Kâinat uğuldamakta ve sürekli bir titreşimle, ürpermeyle dansetmekteydi. Tıpkı Mevleviler, arılar ya da dalgalar gibi. Dil, sözcükler, kendi varlık alanımızda bize anlaşma kolaylığı sağlarken, öte yandan bizi doğanın, varlığın, Tanrı'nın dilinden koparmaktaydı; gerçi vahiyle gelen uyarılar bize o dili yeniden hatırlatmaktaydı; ama insan bu işte, unutkanlıkla malûl...
Deniz kadar engin olamıyorsa yüreğiniz fırtınaların da üstesinden gelmeye hakkınız yoktu. Kayaları dövmeye ve süprüntüleri kıyılara fırlatmaya... Korkularınızı yenememişseniz, Aşk mektebinde pişmemişseniz; ateşi üflemeye ve demiri dövmeye de hakkınız yoktu. Ensar kadar geniş yürekli, muhacir kadar özgürleşmemişseniz size yakışan paryalık, kölelik, köylülük ya da sürgünlüktür; işte o zaman kendi vatanınızda bir sürgün, bir parya haline gelirsiniz. Çünkü özgürlük ucuz değildir; tıpkı aşk ve masumiyet gibi verilmiş de değildir; kazanılmalı ve hak edilmelidir.
Her şey seyirlikti. Acılar ve sevinçler.. Aşklar ve düşmanlıklar. "Duygular paketlenmiş, tecime elverişli..." idi. Rek- lam, etiket, fiyat, her şeyin, herkesin bir ederi vardı; suyun, çiçeklerin bile. Güzellik, paranızla ulaşabileceğiniz bir mesafedeydi. Burjuva değerleri hayata hakimdi. Paranız kadar konuşabilirdiniz ve konuştuklarınız da ancak ederi kadar değerliydi. Sokrat'ın yüzüne hiç kimse bakmaz, Yunus'un yüzüne tüm kapılar kapanırdı. Din bile ticarileşmiş, Leyla bile pazara sürülmüştü.
Önsöz
Akıl, insan olmanın temel koşulu olarak ve kendi sınırlılıkları içerisinde kaldığı sürece olumlu; ama çığırından çıkarılarak hayata ait tüm hakikatin ve anlamın belirleyicisi ve doğrulayıcısı olmaya yeltendiği ve bu hususta araçsallaştırıldığı sürece de olumsuz anlamlarda kullanılacak ve eleștirilecektir.
Reklam
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
Vahiyden, hikmet geleneğinden, tabiatla kurulan olumlu ilişkilerden ve kalbin kedisinden sağlanan bilgeliklerin öğretileri, hakikatle yakınlaşmamızı sağlayabilir.
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
Kuran'da zikredilen "Adem'e isimleri öğrettik" ayetindeki isimler, doğrudan nesnelerin adları değil, beynin kendi üstüne katlanmış olan bu bilme, düşünme ve kavramlar üretme yeteneğidir.
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
Kuran'da zikredilen Adem neslinin Allah'a: "evet, sen bizim rabbimizsin" demeleri ise, insan fıtratının Tanrı'yı bilmeye uygunluğunun ötesinde; insan bilincinin düşünme ve seçme rüştüne ermesi vaktinde yaptığı-yapacağı bir tercihe telmihtir.
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
Geleneksel toplumlarda ve müşrik inançlarda tanrısallık, toplumun egemen güçlerine atfedilerek; din, toplumsal sömürünün kutsal bir zeminde yürütülmesinin ideolojisine dönüştürülmüştür.
Reklam
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
İslam, hakikatin aşkınlığını savunurken, aklın açıklığında direnmiş; Aydınlanma ise hakikati bilimselleştirerek, aşkınlıktan yoksun, dolayısıyla da kapalı bir akıl anlayışına dönmüştür.
AKIL, AKILDIŞI, KUTSALLIK
"Bir teorinin yaratılışı için, yalnızca kaydedilmiş fenomenler topluluğu hiçbir zaman yeterli değildir. Her zaman, maddenin kalbine hücum eden, insan zihninin özgür bir buluşu eklenmiş olmalıdır..." - Albert Einstein "Yasalara ulaşmanın yolu mantık değil, salt sezgiye dayanan deneyimdir." - Albert Einstein "Her buluş usdışı bir an içerir, her buluş yaratıcı bir sezgidir." - Bergson
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.