Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rüzgâr...

Rüzgâr...
@yenalderin
“Rengârenk dünyada bir adam gezer: Ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık. HİÇBİR gerçeğe dalkavukluk etmez, HİÇBİR yasayı tanımaz! Cesur…Üzgün… Bu alacalı dünyada kimdir bu adam?”” Ömer HAYYAM
sonra git... (fasıl -2)
Yasını tut, günlerce ağla. Mandalı düşmüş bir kapak Göğsünün kuşsuz kafesinde, Tak tak vururken sızlayan boşluğuna, Yasını tut, günlerce ağla.
Sayfa 27
Reklam
sonra git... (fasıl -1)
“Bunları yap, sakın unutma, Mum yak bir aşkın sıcak anısına, Suyla hesaplaş, rüzgâra sür yüzünü, Cesedini bul bir yokluğun kıyısında. Bunları yap, sakın unutma.”
Sayfa 27
ürkek güvercinlere...
Şimdi aşk kaçmış bir ilmektir gövdenin örgüsünde, Uykusuz bir gecenin çitlerine takılan. Sökülür durmadan uzayan ipliğiyle, Sarılır mekiğine sabahın Ürkek bir güvercin halinde. Ve sen eksildikçe o güvercin tamlanır, Kanatlanır böylece köpüren özlemiyle. Uçar gider geçmiş bir günün ardından, Bir tüy kalır geriye senin bittiğin yerde.
Sayfa 25

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yalnızlığın Buzdan Ayı...
Islanmış taşlığında suskun bir bekleyişin Yutar yalnızlığın buzdan ayını, Akşamsefaları içinde karanlık gözlerin. Döker çiçeğini sararan rengiyle, Yaralı bir aşkla seğiren derin. Ve aklın seni sürgüne gönderir Yüzüne iğreti gelen isminle, En yalnız köşesine donmuş yüreğinin.
Sayfa 24
göz fasıl -2
Şu bizim çok arayan gözümüz, Baktığında karıştıran kendini. Aldatılan, yadsınan, başımıza vurulan. Bir yas çıkarır ortaya yaşamasından; Suskun ve gizemli, Küflü bir kitap gibi yazısı okunamayan
Sayfa 22
Reklam
göz fasıl -1
Şu bizim dışa dönük gözümüz, Bir daldan bir orman çıkaran Usumuza her zaman. Şu bizim bulup seçen gözümüz, bir kuşu yüzlerce yapan. Bir kanatla göğünü durmadan kımıldatan, Bak çapak tutmuş sevgiyi çoğaltmaktan.
Sayfa 22
tarihlerden azade yürekli sevin adımlayın yüreğinizin dengine...
“Günlerden öyle bir gündü; Üstüne tarih düştüğüm.Gözümün önüne geldi birden Balkıyan güzel yüzün...Ve yüreğim yandı söndü, Ter bastı avuçlarımı. Bir işlek kovan uğultusu Kapladı kulaklarımı.Uzandım usulca cigarama; Yavan ömrüme katık.Ben o gün öldüm gülüm, Bir daha ölmem artık...”
Sayfa 313
derin yaralara dair...
Simgesi gibi onulmaz YALNIZLIĞIN...Alnını kırıştıran ve solduran benzini... Uzak bir şarkıydı göğüne akşamın...Hüzünle dağılan mürekkebi pas renkli bulutların...Uzak bir şarkıydı ince ve yalın yanağındaki derin yara izini gümüşleyen... yavaşça eksik bir Ayın...
yol benim diyenlere
“Üstümde bu ütüsüz gökyüzü, Altımdaki tarazlanmış yol benim Hep yanımdaydı zaten...Kendimi bildim bileli. Zaman zaman katlayıp bazen açardım, Cebimde taşıdığım bir mendil gibi.
Sayfa 15
göğüme... denizime...
Çıplak bir at, uzak, dizginsiz.O kuytu ve sıcak ev uzak; Uzak göğüme, denizlerime... Haydut bir gecedir bağlayan ellerimden, Beni bu atın yelelerine. Bir yenilginin geniş, barbar göğünde...Başımı usulca önüme eğdiğim, Atımı ürküten hey şeydin. Ne iyiydin; Kemikli sırtıma paltom gibiydin.
Sayfa 13
Reklam
Ben Rüzgâr...
“Benim için bir rüzgar -Artık burdan gitmeli- Geçirmiş üzgün ipliğini...Acının iğnesinden, İşlemiş göğsüne İsmimin baş harflerini. Benin için bir rüzgar -Artık burdan gitmeli- Üfürmüş yollarını tozların... Geçerek yüzüğünün içinden.Koparmış saçlarımdan Üç beyaz teli. Senin için bir rüzgar -Artık burdan gitmeli-“
Sayfa 12
heybesinde gezgin bir adam...
“yüzünde gezginci bir adam hali; sazı ve heybesiyle küçük bir garaj kahvesinin önünde bekleyen biri gibi. ay dokunmuş omuzuna bir akşam vakti. o günden beri bakışlarında, bir otobüs penceresinin hızla geçişi.”
Sayfa 11
Gitmek...
“yeni bir ülke yoktur” diyor ünlü şair ne de yeni denizler nereye gitsen bu kent, seni peşinden izler. ama gitmektir benim yenilmezliğim dünyada... ve ben durmaz giderim bu can tende durdukça!
Sayfa 7
Yaşayan Ölüler...
“Ben İstanbul’um... Bu yüzden, kahrımdan ölüyorum. Bu olsa olsa çilemin bitmediğine ve daha çok uzun yaşayacağıma işarettir. Çünkü: Siz belki bilir belki bilmezsiniz ; aslında en çok yaşayanlar , Ölülerdir.”
Sayfa 172
4.459 öğeden 4.351 ile 4.365 arasındakiler gösteriliyor.