Yorumunuz için teşekkür ederim. Sinema ve tiyatro için kaynak olabilir ancak buna kaynak olma olasılığı üzerinden bir okur olarak değerlendiremem. Çünkü ben bir hikaye okuyorum, önüme hikaye türünde bir ürün getirilmiş. Bu açıdan en azından bu noktada bir hata yaptığımı ben düşünmüyorum. Tabii ki, Türk edebiyatının gelişim sürecini, toplumun değişimini göz ardı etmemeliyiz ancak bunları göz önüne fazlasıyla alıp beğenmiyorken beğenir gibi psikolojiye girmem, ve gözüme çarpan, aklıma takılan noktaları belirtmeden beğenir gibi olma psikolojisinden dolayi bir yazı ortaya koysam bu oldukça yapay ve samimiyetsiz olurdu. Bu yanlış anlaşılmasin, beğenen insanlar tabii ki bu yönde yazılar yazarlar, benim burada kastım, kendi okuma sürecim. Bugün bir yerde okumuştum. Zamanında Yaşar Nabi'nin toplumculara yaptığı eleştirisinden çok hoşuma giden ve benim de aslında demek istediğim hususu gördüm, inceleme yazmadan evvel denk geldeydim, incelemenin başında koyardim. Yorumunuz vesilesiyle burada paylasayim:
“İdeoloji besleyici bir gıda gibidir. Fakat yavan yutulmaz. Onu sanatın kokusu ve tadıyla örtünüz ki sizi okuyup faydalanacakların sayısı daha kabarık ve eserinizin hafızalarda bırakacağı izler daha derin olsun”
Sizi anlıyorum, yorumunuz için teşekkür ediyorum. Sadece kendimi biraz daha açık ifade etmek istedim.☺