Sevgili Semih Abi, Sevgili Gizem ve Sevgili Nilgün, merhaba. Hem sizin konuşmanızı okumaktan hem de anılmaktan son derece memnun oldum. Tesadüfe bakın ki -zannederim dün ya da evvelsi gün- bu konuya dair bir diyalog gerçekleştirmiştim. Birlikte konuşup düşündüğümüz değerli arkadaşımla geçen yıl da para, acı ve mutluluk üzerine konuşmuştuk fakat bakış açımızda dikkate değer, çarpıcı bir farklılığı kendi ağzımızla ifade ettik. Bunun sebeplerinden biri de bir süredir hayatına tanıklık ettiğimiz bir insandı sanırım. Yaklaşık 4 aydır tanıdığımız bir arkadaş var. Kendisi Gine ülkesinden çok zor şartlarda göç etmiş ve şu anda ailesinden ayrı olarak bir başka ülkede yaşama mecburiyeti olan bir arkadaş. Çok çetin ve zor bir hayatı olmuş. Biraz bu yüzden, biraz da kendi mizacından ötürü hayatta karşısına çıkan güzelliklere çok duyarlı olduğunu görmek için onu iyice tanımaya bile lüzum yok. Bir de çeşitli araştırmalar hatırlıyorum... Sanırım para konusunda belli bir miktara sahip olmadan rahatı, mutluluğu yakalayamayacağımız ortada. Yine de bu miktarın artışı oranında mutluluğumuz da artmıyor. Dünyanın en sosyal devletlerine, oradaki vatandaşlara baktığımızda intihar ve depresyon oranlarının şaşırtıcı yüksekliğini görebiliyoruz. Sanırım hepimizin ölçülü acılara ve ulaşmak için çabalaması gereken hedeflere ihtiyacı var. Bu noktada gereken şansa ve fırsata sahip olmak da çok önemli diye düşünüyorum.