"Her an aziz bir misafir gibi, gönlüne bir düşünce, bir keder gelir çatar. Canım efendim, sen gönlüne gelen düşünceyi Bir insan olarak kabul et. Çünkü insanın değeri düşünce ve ruhladır. Gam fıkri, neşenin yolunu keserse, sakın Üzülme. Çünkü gönüle gelen gam, sana başka neşeler hazırlamaktadır. Gam, yeni bir neşe, yeni bir sevinç gelsin Diye gönül evini sıkıca süpürür, temizler. Gönül dalındaki sararmış, kurumuş yaprakları koparır, atar. Böylece taze Ve yeşil yaprakların bitmesine yardım eder. Keder, ta ötelerden yeni bir sevinç gelsin diye, eski sevincin kökünü Kazır. gam, üstü dallarla, yapraklarla örtülü yeni kökü güçlendirmek için çürümüş, pörsümüş olan eski kökü Yerinden söker, atar.
(Mesnevi,c.V, s. 3676-3697 )
Senin gönlün daima meshur ve musahhardır, Mazursun…
Sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin, Mazursun.
Ben sensiz bin gece kan yuttum,
Sen bir gece sensiz kalmadın,
Mazursun
insan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor. Ben de umutlanmıştım ve...
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri
Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri...
Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;
Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.
Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.
Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;
Hilkatin gördüğü rü'yâ biter, etrâf ağarır.
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ...