Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra

Sabitlenmiş gönderi
Ah! Öyle acı bir kayıtsızlık vardır ki akşamüstlerinde, sonbahar varlıklardan önce bizde başlar.
Sayfa 264
Reklam
Yeşil Devrim Yine gelişmekte olan ülkelerde 1960'lı yıllardan itibaren, Çağdaş Tarım Devrimi'nin geniş çaplı motorlaşma-makineleşme gerektirmeyen bir varyantı gelişti: Yeşil Devrim. Pirinç, mısır, buğday, soya gibi güçlü randıman potansiyeline sahip bazı çeşitlerin ve bazı büyük ihracat ekimlerinin seleksiyonuna, kimyasal gübrelere, iyileştirme ürünlerine ve sulama suyundan ve drenajdan yararlanmaya dayanan Yeşil Devrim, bazı elverişli bölgelerde, bu yeni üretim araçlarına sahip olabilecek durumda olan tarımcılar tarafından benimsendi.
Öncelikle de, dünyadaki yetersiz beslenen insanların yaklaşık dörtte üçünün kırsal bölgelerde yaşaması gibi en önemli olgudan hareket etmek gerekiyor. Kırsal bölgelerde yaşayanların arasında çoğunlukla, yetersiz ekipmana, elverişsiz yerleşim yerlerine ve konutlara sahip köylüler var; aynı, kentlerde yaşayan ve kendileri kadar yoksul olan tarım

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Burada önemli bir noktanın daha farkına varmakta fayda var. Günümüzde, insanlar evrimi sadece mutasyonlardan ve doğal seçilimden ibaret bilmektedirler. Hâlbuki modern bilim, evrimin 20'den fazla farklı mekanizmasını keşfetmiştir ve bunların hepsi farklı ortamlarda, farklı canlılar üzerinde, farklı miktarlarda ederler. Bu sebeple evrimi sadece bir iki mekanizmaya indirgemek, konudan uzak olunduğunun göstergesidir.
Okyanuslardan oluşan bir Dünya'nın canlılığın oluşumu açısından en önemli faydası, henüz atmosferin tam olarak oluşmamasından ötürü Güneş'ten gelen aşın yüksek enerjili radyoaktif ışınımların su tarafından engellenmesi olmuştur.Çünkü yüksek düzeydeki radyoaktivite, karmaşık olmasına rağmen kararlı yapıda olan kimyasalların oluşmasına
Reklam
Hadean Dönemi'ndeyiz. Bu dönemden Güneş Sistemi içerisinde, bugün var olan 8 gezegenin aksine en az 14 gezegen olduğu düşünülüyor. Her yere inanılmaz bir kaos ortamı hakim. Dünya'nın çekirdeğinin kütlesel oluşumu 10-30 milyon yıl içerisinde tamamlanıyor. Dünya'daki kaosun en büyük sebeplerinden biri, oluşumunun ilk dönemlerinde,
Bunlara cevaplar alabilmek için zaman içerisinde hızla geriye gitmemiz gerekiyor, Geriye giderken, yaklaşık 250.000 yıl kadar önce bize oldukça benzeyen ilk insanları geçiyoruz, 6 milyon yıl kadar öncesinde artık insanlara pek de benzemeyen atasal türlerin olduğu bir dünyaya varıyoruz. Sonra, 60 milyon yıl öncesinde artık primatlara (iri beyinli
Evrim ile Evrim Kuramı aynı şey değildir! Evrim, canlıların değiştiği gerçeğini ortaya koyan, "ne" sorusunun cevabı olan bir doğa gerçeğidir. Evrim Kuramı ise, bu doğa yasasının nasıl işlediğine ve canlıların "neden" evrim geçirdiklerine yönelik açıklamalar bütünüdür.
Çünkü her şey değişir. Bunu ilk olarak keşfedip ifade eden filozof, Milattan Önce 500'lü yıllarda Anadolu'da, bugünkü Aydın'ın Milet bölgesinde yaşamış olan Herakleitos'tur (d: MÕ 535, 6: MÖ 475). Halk arasında bilinen çevirileriyle, "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir." demiştir. "Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz" diye eklemiş, zamanın akışı içerisin de her şeyin değişmek zorunda olduğunu felsefi bir dille izah etmeye çalışmıştır. İşte bugün modern bilimde, canlıların kendi ömürleri içerisindeki değişimlerine gelişim (ontojenik değişimler), nesiller içerisinde gerçekleşen değişimlerine ise evrim (filogenetik değişimler)...
EVRİM TEORİSİ Modern bilime ait bu güncel bakış açısı, Evrim Kuramı'na bakışımızı da değiştirecektir. İşte Evrim Teorisi'nin bir "teori" olmasının sebebi de bu anlattıklarımdır. Basit bir dille, "Evrim bir teoridir ve teori olarak kalacaktır, çünkü hiçbir bilimsel açıklama gibi, Kütleçekimi gibi, Görelilik gibi, hücre yapısına yönelik açıklamalar gibi, Evrim Teorisi de bir kanun olamaz." Evrim Teorisi'nin bir kuram olması onun ispatlanmamış, eksik, zayıf, öylesine ileri sürülmüş bir açıklama olduğu anlamına gelmez. Tam tersine Evrim Kuramı, 150 yıllık kuramsal tarihi, 2000 küsur yıllık fikirsel (fikrî) tarihiyle bilimin gördüğü en güçlü, en az hasar görmüş, en çok sayıda bilim insanı tarafından geliştirilmiş ve geliştirilmekte olan teorilerden biridir.
Reklam
Ey insanlar! Güçlerinizi birleştirin! Jandarmanın biri kocaman eliyle yakasına yapışıp onu sarsarak. Kapa çeneni! diye bağırdı. Ana bu sarsmanın etkisiyle başını duvara çarptı. Bir an içini korkuyla acı bir duman kapladı, ama bundan hemen kurtularak ışıl ışıl parladı. Yürü! diye bağırdı jandarma. Yüreğinizdeki korkuyu atın! Hayatırız boyunca sizi sindiren eziyetten kurtulun!... Jandarma: Kapa çeneni dedim sana! diyerek kolundan asılıp çekiştirdi. Bir diğeri de öteki koluna yapışıp, sürüklediler. -Bir ömür boyu yüreğinizi kemirip, içinizi kurutan bu işkenceden daha beteri olamaz!
Ancak ruhsal gelişim çok yavaş gerçekleşmekte. Çünkü insanlar, başkalarının kölesi olmaktan kurtulabilmek için para biriktirmeye, bilgi edinmekten daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Bu açgözlülüğün ve zorunlu çalışmanın zincirlerinden kurtulduklarında... Ana bu konuşmalardan pek bir şey anlamasa da, bu sözlere hayat veren güçlü inanç, onun içinde gittikçe daha da büyüyordu. Nikola: - Özgür insanlar dünyada çok az, en büyük şanssızlık bu, diyordu. Ana bunun anlamını kavrıyordu. Açgözlülüğün zincirlerinden kurtulmuş insanları ve böyle insanlar çoğaldıkça hayatın karanlık yüzünün daha aydınlık ve çok daha güzel olacağını da kavrıyordu. Nikola: Bütün bunlar insam ister istemez acımasız yapıyor, diyordu üzgün üzgün.
377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.