Yaşam,insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil,arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında,istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.
Bu ülke,çıkarcıların,sömürücülerin birbiriyle dalaştığı bir arena haline geldi.Biz küçük ,güçsüz insanlar ,arenayı çevirmiş ,elimiz böğrümüzde korkuyla olanları seyrediyoruz.Biz Nazım'ın koyunlarıyız.
Gerçek arkadaşlık büsbütün farklı bir şeydir: birbirlerini yargılamadan kendi akılsızlıklarını anlayabileceği,kendi değerleri konusunda birbirlerine güven verdiği ve varoluşumuzun acılarını,felaketlerini akıl ve içtenlikle karşıladığı bir alandır.
İnsanların bir hayat arkadaşında aradıkları ile aslında psikolojik açıdan kabul edebilecekleri arasında bir çatışma vardır ve sonunda farkında olmadan hepimiz bu çatışmanın kurbanı oluruz .
Tek gayesi kar ve kesintisiz sermaye birikimi olan bu tahakküm bize koşturmacalı, emniyetsiz, acımasız, açıklanamaz bir yaşam biçimi ve görüşü dayatıyor."
"Gizli bir yetimler ittifakı öneririm. Birbirimize göz kırparız. Hiyerarşiyi reddederiz. Her türlü hiyerarşiyi. Dünyanın pisliğini olduğu gibi kabullenir, buna rağmen nasıl hayatta kaldığımıza dair hikayeleri paylaşırız. Münasebetsiziz biz, kopuğuz. Evrendeki yıldızların yarısından fazlası hiçbir takımyıldıza ait olmayan yetim yıldızlardır. Takımyıldızlarının hepsinden daha fazla ışık verirler."
Beklenti bedene ait,umutsa ruha.Fark bu.İkisi birbiriyle temas ediyor,birbirini tetikliyor ya da yatıştırıyor ama her birinin hayali farklı.Bir şey daha öğrendim.Bir vücudun beklentisi bir umut kadar uzun sürebilir.Seninkini bekleyen benim vücudumun mesela.
Zamanın soytarısı değildir sevgi...
O değişmez kısacık günlerle haftalarla.
Direnir ve katlanır mahşerin ucuna dek.
Yanılıyorsam bunda ve çıkarsa yanlışım,
Ne hiç kimse sevmiştir,ne ben şiir yazmışım.