...sıradan insanların basit, eski tanrısını değil, uçsuz bucaksız, ezgili sessizliğin gerçek, bilge yaratıcısını görmüştü. Onun dünyasında her şey sessiz ve sevecendi; olağanüstü duru, neredeyse gözle görülmeyen bir su Mironov’u yıkamıştı ve mavi sessizliğin yaratıcısı tekrar karşısına çıktığında Mironov, bu tanrıyla Paris dilinde konuşmak gerektiğinin farkına varmıştı.