Zeynep Up

‘İnsanın evi kendi kendine inşa ettiğiydi, başkalarının yanına sığınmaya çalıştığı yer değil. Bunu anlamak beni rahatlatmamıştı, ancak otuzlarımın ortasında yaşadığım bu aydınlanma sayesinde artık hayattan korkmuyor ve hatta onu alt edebileceğimi bilmiyordum.’
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
‘Levent’i neden bu kadar çok sevdiğimi düşündüğüm gecelerden birinde onun aslında babama ne kadar benzediğini fark etmiştim. Onunla kötü de olsa bir ilişkinin içinde kalmaya çabalamamın yegâne sebebi bilinçaltında annemle babamın çatışmalarını ilmek ilmek çözüp atmak isteğimdi. Kırık dökük evlerden çıkan kızlar, kendilerine yeni kırık dökük evler arıyor ve bulunca da çocukluk evini bulmuş gibi seviniyorlardı. Benzer çatlakları, aynı duvarlardan dökülmüş sıvaları, alıştıkları eğri büğrü yaşamı görünce de kendilerini evlerinde hissediyorlardı. Sağlam görünümlü evler onlara huzur vermiyordu.’
Sayfa 277Kitabı okudu
‘Çocuğu için evliliğin içinde kalmaya devam eden ebeveynlerin şunu anlamasını çok isterdim, fiziksel olarak bir yerde durmanın önemine inanırken çocuklarını daha korkunç bir mutsuzluğun içine hapsediyorlar ve onların ileride kendileri gibi mutsuz ilişkiler kurmalarına ve hatta o döngüde sıkışıp kalmalarına yol açıyorlardı.
Sayfa 276Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
‘ “Hakikat er ya da geç bizi bulur” dedi Ateş Hoca, “tıpkı kazdıkça gün ışığına çıkan koca bir antik şehir gibi, oradadır, sadece bulunmayı, keşfedilmeyi bekliyordur. Mesele bu hakikatle sonrasında ne yapacağınız, antik şehirlerde yeniden yaşam kurulmaz ama onların anlattıklarına kadim bir masal gibi kulak verilir.” ‘
Sayfa 272Kitabı okudu
‘Unutma kızım, önemli olan gerçek sevgiyi kimde hissettiğindir, sana koşulsuz sevgiyi kimin verdiğidir! Her şey kan bağı değildir, lakin madem artık toprağını buldun, onu unutma. Burası senin evindir!’
Sayfa 271Kitabı okudu
Reklam
Reklam
235 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.