Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra Akdemir

Zehra Akdemir
@zhrakdmr
Zehra Akdemir
@zhrakdmr·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
0/52 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
52 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
4 günde 1 kitap okumalı.
Reklam
Her defasında gözlerimin içine baktığında duyduğum dayanılmaz üzüntünün aynısıyla doluyordum. Bu derdi ne bilmezlikten gelebilir, ne unutabilir, ne de saklayabilirdim. Bedenimin üzerinden esip geçen bir rüzgâr gibiydi,ne ağırlığı vardı,ne sınır çizgileri; kendimi onunla sarmalayamıyordum. Manzaralar gözlerimin önünden ağır ağır geçiyor, kulaklarım bana söylenenleri duymuyordu.
Sayfa 62 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
İçimden bir şey koptu gitti ve bu boşluğu dolduracak hiçbir şey çıkmadı.
Sayfa 59 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birden konuşmasının bitmiş olduğunu fark ettim. Son sözcüğü, sanki kopmuş ama yırtık pırtık kenarıyla havada asılı kalmış gibiydi. Söylediği şeyi tamamlamamıştı. Kelimeleri buharlaşıvermişti sanki. Gerçi konuşmayı sürdürmeyi denemişti, ama artık söyleyecek bir şey bulamıyordu. Bir şeyler kaybolmuştu ve belki de onları yok eden bendim. Sonunda sözcüklerim ona ulaşmış, anlaşılması için gereken zamanı doldurmuş ve onu uzun uzun konuşturan o enerji her neyse onu yok etmişti.
Sayfa 55 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Onun yirmi yaşına girmesini garipsiyordum. Sanki o ve benim için tek mantıklı şey, on sekiz ile on dokuz yaşları arasında gidip gelmemiz gibi geliyordu. On sekizden sonra on dokuz; on dokuzdan sonra da tabii ki tekrar on sekiz olacaktım. Ama o yirmi olmuştu. Sonbahar geldiğinde ben de öyle olacaktım. Sadece ölüler sonsuza dek on yedi yaşında kalıyordu.
Sayfa 53 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Reklam
Yani insanın çevresi olanaklarla dolu olunca bundan yararlanmamak son derece zor geliyor.
Sayfa 50 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Bir yandan başkalarını iyimser bir ruhla yönetirken, diğer yandan yüreği yalnızlık girdaplarına kapılıyordu. Bu çocuk gerçekte, kendi cehenneminde yaşamaktaydı.
Sayfa 46 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Herkesle aynı şeyleri okuyunca, ister istemez herkes gibi düşünürsün. Bum kaba ve zevksiz insanların dünyasıdır. Ciddi insanlar böyle şeylere zaman harcamaya utanır.
Sayfa 45 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Benden çok daha tutkulu bir okurdu, ama sadece en az otuz yıl önce ölmüş olan yazarları okumak gibi bir ilkesi vardı. "Ancak böyle bir kitaba güvenebilirim." derdi. "Çağdaş edebiyata güvenim yok demiyorum. Ama değerli vaktimi de zamanın vaftiz etmediği eserleri okuyarak ziyan etmek istemem. Hayat yeterince kısa."
Sayfa 45 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
İnsanlara söyleyecek fazla bir şeyimin olmamasının bir nedeni de buydu ve ben de kendimi kitaplara veriyordum. Gözlerim kapalı, tanıdık bir kitaba dokunuyor ve kokusunu derin derin içime çekiyordum. Bu beni mutlu etmeye yetiyordu.
Sayfa 44 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Reklam
Ben de, bir yandan bu sessiz ortamda titreşen ışık parçacıklarını seyrederken, diğer yandan da yüreğimin içini görmeye çalışırdım. Ne arıyordum? Ve insanlar benden ne bekliyorlardı? Ama yanıtları asla bulamıyordum.
Sayfa 43 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Aslında aradığı, benim kolum değil, başka birinin koluydu. Aradığı benim sıcaklığım değil, başka birinin sıcaklığıydı. Neredeyse, kendim olmaktan suçluluk duymaya başlamıştım.
Sayfa 42 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Bilmiyorum, bazen yüreğimde sert bir kabuk olduğunu düşünüyorum. Hiçbir şey o kabuğun içine giremiyor sanki. Birini gerçekten sevebileceğimden şüphe duyuyorum.
Sayfa 42 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Bir kez sözcükler döküldüğünde klişe görünüyor, ama o zamanlar bunu sözcükler değil, içimde bir düğüm olarak hissediyordum. Ölüm, kağıt ağırlıklarının içinde de vardı, bilardo masasının üstünde sıralanmış kırmızı-beyaz dört topun içinde de. Ve hayatımız boyunca onu ince bir toz gibi ciğerlerimize çekip duruyorduk. O zamana kadar ölümü hep bağımsız, yaşamdan tümüyle ayrı olarak kabul etmiştim. Ölüm elbette günü gelince bulacak bizi, diye düşünüyordum, ama o güne kadar bizi rahat bırakır. Bu bana basit ve mantıklı bir gerçek gibi görünürdü. Yaşam bu yandaydı, ölüm ise öte yanda. Oysa onun öldüğü geceden itibaren artık ölümü (ve yaşamı) böylesine basit bir biçimde düşünemez oldum. Ölüm yaşamın karşıtı değildi artık. Ölüm, daha hayatımın başlangıcından itibaren yaşamımın bir parçasıydı, istesem de, istemesem de bunu hiçbir çaba unutturamazdı. O mayıs gecesinde on yedi yaşındaki onu aldığında, ölüm beni de ele geçirmişti. On sekiz yaşımın ilkbaharını, göğsümdeki o düğümlenmeyle ve bunu ciddiye almamaya çabalamakla geçirdim. Belli belirsiz de olsa, bir şeyleri ciddiye almanın insanı illede gerçeğe götürmediğini hissediyorum. Ama sorunu ne kadar evirip çevirsem de, doğrusu şuydu: Ölüm bir hakikatti. Bu boğucu çelişkiye kendimi kaptırınca, sonsuz bir kısır döngüye gömüldüm. Şimdi geriye dönüp bakınca, o günlerin çok garip olduğunu görüyorum. Tam yaşamın ortasında her şey ölümün çevresinde dönüyordu.
Sayfa 38 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
Unutmak için ne kadar çabalarsam çabalayayım, içimde belki belirsiz bir düğümlenme vardı. Sonra,zamanla bu düğüm sözcüklere dökebileceğim, daha belirgin ve daha basit bir biçim almaya başladı. Aşağı yukarı şöyle: ÖLÜM,YAŞAMIN KARŞITI OLARAK DEĞİL PARÇASI OLARAK VARDIR.
Sayfa 38 - Doğan Kitap 61.BaskıKitabı okuyor
902 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.