Hele şimdi bu insanların aksine onu gerçekten tanıyan Henry varken, bütün bunlar her zamankinden daha önemsiz hale gelmişti. Henry, onu gözlükleriyle görmüş ve en rahatsız edici hallerine bile hoşgörüyle yaklaşmıştı. Tüm bunlara rağmen Henry onu arzulayarak öpmüştü. Sadece Alex'le birlikte olma fikrini cazip bulanlardan değildi; o, Alex'in kendisini istemişti.
Kahretsin ki her gün kaç fincan sert kahve içerse içsin, Henry'yi aklından bir türlü çıkaramadan masasında notlarla boğuşarak geçiyordu.