Bazen; hayat yorar insanı...
Şarkılar yorar.
Beklemek yorar.
Özlemek yorar.
Affetmek yorar.
Hoş görmek yorar.
Boş vermek bile yorar.
Ve insan susar.
Her şeye, herkese rağmen...
Elinden gelen tek şeyi yapar;
Bağıra bağıra susar.
Can Yücel
Fyodor Dostoyevski 'nin 1848 yılında yazdığı bir aşk hikayesidir. Kitapta karşılıksız aşk ve koşulsuz sevgi başarılı bir şekilde hissettiriliyor...
Kahraman anlatıcı bakış açısı ile, hikayenin ana kahramanı gözünden takip ettiğimiz bu hikayede 26 yaşında bir hayalperest insanlardan çok gezdiği sokaklarda evlerle konuşması ve nesneleri kişiselleştirmesi anlatılıyor. Kahramanımıza pembe ev renginin sarıya boyanmasının huzursuzluğunu ve mutsuzluğunu dile getiriyor. Bir diğer konuştuğu evde yanmaktan nasıl kurtulduğunu anlatıyor... Kahramanımız kendini de şöyle tanımlıyor:Duvara yapışmış sümüklü böcek.
Hikayenin sonunun iyi bitmemesi biraz üzdü. Başta beyaz olan gecelerin siyaha ve griye evrilmesi; hayatımıza bakışımızda, gördüğümüz her şeyde psikolojik halimizin nasıl etkili olduğunun göstergesi ...
Kitap oldukça keyifli ve sürükleyici... Keyifli okumalar dilerim...
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Dokuz Yayınları · 201975bin okunma
Ninemin dilinden eski zamanlar hiç düşmez, her fırsatta o günlere gidip eskiyi över. Eskiden daha gençmiş, Güneş eskiden daha bir başka ısıtırmış, süt bu kadar çabuk bozulmazmış... Hep o eski zamanlar, iyi olan ne varsa eskide kalmış.