Kitaptaki karakterin sol ayağının felçli olduğunu düşünmüştüm, ta ki kitabı okuyana kadar…
Sol ayağım; doğuştan beyin felçli, Christy Brown’ın gerçek hayat hikayesi.
Christy 22 çocuklu bir ailenin, hayatta kalan 13 çocuğundan biri. Doğuştan felçli, bedensel engelli, vücudunu kullanamıyor, konuşamıyor, kendini ifade edemiyor. Başta zihinsel engelli zannediliyor, fakat bunun doğru olmadığının bir tek o farkında. Bir de bunu asla kabullenemeyen annesi.
Elbette çok zor bir yaşam. Christy’nin hayatta mücadele ettiği şeyleri okurken, yaşamı nasıl da hoyratça harcadığımı okudum.
Bu kitapla birlikte en farklı biyografi kitaplarından birini okumuş oldum. Kitabın anlatıcısı Christy, kendi yaşamını, sıradan bir insan olma çabasını, verdiği mücadeleyi bize anlatıyor. Bu mücadelesinin tek ortağı sol ayağı, tek destekçisi annesi.
Bir annenin görevi; çocuğunu yedirmesi, içirmesi, temel bakım ihtiyaçlarını karşılaması değildir aslında. Asli görevi koşulsuz sevgisinden sonra emeğidir, sabrıdır. Kitabın tam da bu sebepten bence asıl kahramanı, anne. Annenin çocuğu için mücadelesi çok iyi anlatılmış. Daha doğrusu Christy annesinin doğal halini kaleme almış, anne başlı başına bir kahraman.
Bu kitapla birlikte bir annenin dik başlılığının, kararlılığının, her durumda çocuğunun arkasında olmasının, bir çocuğun hayatına dokunuşunu okudum.
O kadar değerli ki bu…