"Teşekkür ederim." dedi , "Hayatımı paylaştığın için teşekkür ederim."
"Sen benimle hayatını paylaştığın için teşekkür ederim sevgilim . Senden başka kiminle bu kadar seneyi bitmeyen heyecanla , aşk ve tutkuyla geçirebilirdim?"
Kimi ölümle, kimi ayrılıkla , terk edişle , kimi savaşla , göçle son buluyordu aşkların ... Kimi de aşkı sadece bir sözcük olarak biliyor , ne olduğunu keşfedemeden yaşayıp ölüp gidiyordu .
Hayâl kurmak zamanda yolculuk , zamanın kendisi de tamamen hayâli bir olgu değil miydi? Demek ki hayâllerini genişletebildiği kadar uzaklara gidebilir , uzaklarla yakınları kendi düşlediği gibi birleştirebilirdi .
Bu da farklı bir aşktı işte ; yazmak . Hayâl dünyasına can verebildiği , kelimeleri ete , kana , cana , en önemlisi ruha kavuşturabildiği için bu kadar coşturuyordu onu yazmak .