Şimdi sen arkandaki kalabalığa aldanıyorsun. Biz ikimiz, o kalabalığın içinde yapayalnız kaldık, kabullenmiyorsun. Gün geçtikçe eksiliyor yüreğin, fark etmiyorsun. İnsana yalnızlık da öğretilir sevgilim, sen acıyı hiç tanımıyorsun.
Göğsümdeki baskıyı, karnımdaki ağrıyı yok sayamaya çalıştım. Bir insanı severken, ona karşı fiziksel olarak da hassaslaşmak dünyanın en kötü hislerinden birisiydi. Şimdi göğsümün içerisinde solmaya yüz tutmuş bir çiçek var gibi hissediyorum.
Atılan her kurşun canını yakma eğiliminde değildir. Bazen kanasın, yarayı tanı, acıyı bil ister. Her savaş nefretten doğmaz. Gerçek savaşları başlatan yok sayılan sevgidir.
Bazen kelimeler böyledir işte. Eğer karşındakini gerçekliğine inandırırsa bir sokakta vurulmuş ve bir başınasın hissi yaratır. Kurtulamazsın sancısından. Zihnine düşünceler hücum eder, bir savaş başlatırsın kendinle kelimeler arasında.
Eğer bu şehirde, bu küçük dünyada kendimi korumak istiyorsam kalkanlarımı açık tutmam gerekiyordu. Bunu çok küçük yaştan itibaren öğrenmiştim. İçerisinde nefes aldığın bu cehennemde bir alev parçasına dönüşmezsen kül olurdun.