ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
1. Hikâye: Fatiha
çok eski bir hikâyedir bir kadın üzerine ve eski bir yangın büyük ayrılıklar varsa büyük aşklardan diyedir ateşin etrafında anlatılan hikâyelerde buralarda bir kapı var, açılıyor durmadan kendi içine çöken bir dünyaya buna bir iç geçirme de diyebiliriz veya baba sözü dinleyen bir çocuğun köpekten kaçma korkusu duymasanız da olur bu bir dağ veya bir kavuşamama kaç kişilik bir isyan çıkartılabilir ney taksiminden bir ya da la cumparsita veya bu kadınlar kaçıncı sıradan girer ayaklanmalar kitabına?
Reklam
1.Hikâye: Hırs ve Açgözlülük
Farenin biri yıllar yılı kuru çerezler ve yaş yemişlerle dolu bir bakkal dükkânından nemalanır, semirip giderdi. Bakkal arada sırada fareyi görse de fazla Önemsemez, göz yumar, cezasını vermekte tembellik eder, garibandır, geçinip gitsin derdi. Hani demişler ya; garibanların alçak huyluları karınlarını doyurduktan sonra binlerce kötülüğe de kahraman kesilirler. Bu fare de bakkalın kesesini yırtmak, İçinde aktan kızıldan ne varsa yuvasına taşımak sevdasına düştü. Bakkal para lazım olduğu bir sırada elini keseye attı ama açların midesi, müflislerin cebi gibi boş buldu. "Mutlaka farenin işi bu!" dedi ve kediliğe soyunup pusu kurdu, onu yakaladı. Sonra da eski dostluğa ziyan eriştirmek istemiyormuş gibi ayağına bir yumak İp bağlayıp salıverdi. Niyeti fare deliğinin ne kadar uzakta veya derinde olduğunu anlamaktı. Sonra kazmaya başladı. Yuvaya geldiğinde ne görsün; bir sarraf dükkânı, yıllarca kazandığı akçeler, altınlar... Bakkal, sermayesine kavuşunca bir kedi edindi ve fareyi onun heybetli pençelerine teslim etti. Fare nankörlüğünün cezasını çekerken içinden şöyle geçiriyordu: "Bütün şer ve fitneler hırsım yüzünden başıma geldi. Kanaat etseydim nimet ve huzur içinde ömür sürecektim; yazıklar bana!”
Sayfa 9 - KapıKitabı okuyor
Kadın bir şeridin en ucu ve sonsuzluğu değil midir?
+1
Sanki ben upuzun bir hikaye En okunmadık yerlerimle Yok artık sıkılıyorum.
Dünyevî reislik sevgisinin sebebi üçtür. 1. Şöhret sebebiyle nefsin arzu duyduğu ve istediği haram şeylere ulaşmak istemektir ki, bu haramdır. 2. Şöhret sebebiyle bir hakkı almayı, müstehap veya mübah bir me- ramı elde etmeyi, bir zulmü ve meşguliyetleri defedip ibadetler için boş zaman ayırmayı, bir hakkı yerine getirmeyi, dini aziz kılmayı ve emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker ile halkı ıslah etmeyi istemektir. Eğer bu, riya, hakkı gizlemek, vacip ve sünneti terketmek gibi yasak şeylerden uzak olursa caizdir, hatta müstehaptır. Allah Teâlâ salihlerden hikâye ederek şöyle buyurmuştur: وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا "Bizi takvâ sahiplerine önder kıl!" [Furkan, 25/74] Eğer bu şeylerden boş değilse, o takdirde caiz değildir. Zira haram ve mekruh olan şeylerde niyetin iyi olmasının tesiri yoktur. 3- Reislik ile kendisinin kemal bulduğunu zannederek nefsinin lezzet alması. Bu, lezzetlenmek ve nimetlenmek için malı sevmeye benzer. Eğer yasak şeylerden uzaksa haram değildir. Fakat kötülenmiştir. Zira böyle birinin halkın haklarına riayet etmeye karşı niyeti yeterli değildir. Onun riyaya düşeceğinden korkulur. Yine kalpleri avlamak için, kendisinde olmayan şeyleri zâhir ederek, hakkı gizleme, yalan, hile, ucb ve nifak gibi hallere düşmesinden korkulur. (…) Şöhretin önünü kesmekte en kuvvetli yol, insanlardan uzaklaşıp harap yerlere gitmektir. Sevgi olmaksızın ve hırs olmaksızın, sadece geçici bir lezzet için şöhreti istemek kötülenmiş değildir. Hangi şöhret nebilerin ve hulefa-i raşidinin şöhretinden daha büyüktür.
Sayfa 120
Reklam
+1
Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. “Ben şöyle biriyim, ben böyle biriyim” diye boyuna konuşmalarına da tahammül edemiyorum.
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
Atsız'ın 1940'lardaki kalem kavgaları: 19351940 arasında Atsız dergi çıkaramamış, daha çok bazı kitaplarının hazırlığıyla ilgilenmiştir. 1937'de Bozkurtların Ölümü'nün ilk bölümünü yayımlamaya başlamış, 1939 yılına kadar da Şükrullah ve Müneccimbaşı tarihleriyle meşgul olmuştur. 1940 yılında Atsız'ın tekrar şiddetli bir
Bir kadın tanımlasam kuytu köşede asırlık mısralar , ıssız adada sürü kırlangıçlar ve sessiz mehtapta en güzel şarkı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.