Fakat onun düşüncelerine etkileyici cevabını 1460’ds Konstantinapol’ün fâtihi 2.Mehmed’e gönderdiği mektupta vermişti. Bu mektup muhteşem bir kompozisyondur. İhtişamlı dili, dünyevi bilgeliği, Osmanlı’nın güce olan ihtirasına yöneltilen argümanlardaki hüneri, esas meselelere yoğunlaşması ve Hristiyanlığın rasyonel savunmalarını etkin bir biçimde sıralaması ile bir baş yapıttır. İçinde ne bir barbarın ne de bir soylunun hassasiyetlerine ters düşecek bir şey vardı. Eserin tamamı açıklığın, canlılığın,sağduyunun, medeni bir ifade biçiminin ve argümanların keskinliğinin bir birleşimidir. Eksik olan tek şey ise samimiyettir. Kalpten konuşan bir adam gibi değil, elinde dava özeti olan bir avukat gibi yazmıştı. ( mektubu yazan Aeneas Silvius) S. 103
Eşyalar bile artık sanki oldukları şeyi göstermeye değil de saklamaya çalışıyor gibiler.Eşyanın hakikatini bilmeye müştak aklım, görerek körleşen gözümün hakikatiyle yüzleşirken; “Görmek için kapa gözlerini” dedi son kez derviş.”Görülmesi elzem olanı görmek için kapa.Görmeye zorlandığın şeyde değil; görmekte zorlandığın şeyde seni iyileştirecek olanın ayak izi vardır çünkü.”
Sertaç Timur Demir/Göz Kapağına Övgü
Türkiye'nin en büyük sorunu sizce nedir? Burada araştırma yapsanız herkes size terör, sağlık, eğitim gibi şeyler söyler ama ilk sırayı terör alır. 314. maddeyle ilgili, yani terör suçlarını kapsayan maddeyle ilgili 2015 yılında açılan 16 bin dosya var. Ve 103. maddeden, yani istismardan açılan dosya sayısı ise 17 bin. Ve daha 2016'nın rakamları açıklanmadı. Sizce şimdi ülkenin en büyük sorunu nedir acaba? Terör mü, istismar mı?
Sayfa 146Kitabı okuyor
"Allah'ın dinine ve Kur'ân'a hep birlikte sımsıkı sarılın." Âl-i İmrân Sûresi, 3:103.
İhlas'ın hakikati
(Ey Resûlüm!) deki: Size yaptıktan iş bakımından en çok ziyana uğrayanları haber vereyim mi? Onlar o kimse-lerdir ki, dünya haya- tında yaptıkları çalışmalar boşa gitmiştir. Halbuki güzel bir iş yaptıklarını sanıyorlardı." (Kehf: 103)
"Akıp giden zamana"
Yüz üçüncü süre olan 'Asr Sûresi, çocukların ve yeni Müslümanların ilk öğrendiği, Kuran'ın en kısa sürelerinden biridir. Ayrıca Kur'ân'ın tedvin edilmiş hâlindeki son ilahi kasemi içermektedir:
Akıp giden zamana! (el-asr)
Şüphesiz insan hüsran içindedir (husr)
Bundan ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. (sabr) (103:1-3)
İlk âyette Allah (cc), el-'asr üzerine yemin eder. Bu kelime sıklıkla "zaman" olarak tercüme edilir, ama aslında akıp gitmiş ya da hâlen akan bir zamanı ifade eder. Sıkmak veya preslemek anlamına gelen ve aynı zamanda bir meyvenin içindeki suyun ('asir) sıkılmasını tarif etmek için kullanılan aşarı kökünden gelir. Resmedilen imaj, zamanın hem sınırlı bir kaynak olduğu hem de tamamen "sıkıldıktan" sonra, daha fazlasının elde edilmesinin mümkün olmayacağıdır. Bu kelime aynı zamanda güneşin iyice zevale döndüğü ve gündüzün yakında sona ereceği ikindi vakti için de kullanılır. Bu kasem, tüm süreye ciddi bir aciliyet duygusu katar: Her bir insan hüsran içindedir ve durumunu düzeltme zamanı hızla tükenmektedir (103:2).
Sûre, kişinin kendi sini bu hüsrandan kurtarmak için zamanı tükenmeden önce yerine getirmesi gereken dört şartla bitmektedir.
Bizde hemen hemen her konuda istisnalar kaideyi geçmiş durumda.
Sayfa 29Kitabı okuyor
Bir ilkeyi, bir duruşu, bir davayı savunmak, sahiplenmek tek başına yetmez. Asıl ahlak, doğruların sınandığı her olayda, her işte, özellikle nefse hoş gelen çıkarlar söz konusu olduğunda o ilkelerden taviz vermemektir
Sayfa 28Kitabı okuyor
Dünya, gürültülü bir gayya kuyusu. Sözün bile kıymetini yitirdiği yer. Sistemli bir şekilde bebeklerin öldürülmesi sadece izlediğimiz ve ne yazık ki giderek alıştığımız bu yerde, kendimize bakmaktan, kendi sözümüze dönmekten, öfke duymak ve küfretmek ve boykot etmekten başka bir şeyin elimizden gelmediği rezil bir yer. Hatırlayalım ki canımız acısın.
"Çünkü" dedi, "gözün peşine düştüğü sevgide arzuların kadar tutsaklıkların da saklıdır". Ve ekledi tereddüt etmeden, "göz hem hikmet arayan tefekkürün hem de yoldan çıkaran ayartının yuvasıdır .
Sayfa 4Kitabı okuyor
yaparken öldüğün takddirde rahatsız olmayacağın işlerle meşgul ol
Sayfa 3Kitabı okuyor
İşte, çocukluğumda, İstanbul bütün sözlerin ve varlıkların bağalandığı yerdi. Göçle birleşen bir ufuktu . Muğlak, çekici fakat kaçınılmaz.
Sayfa 10Kitabı okuyor
İstanbul insanın ana menziliydi. Göç mukadderdi
Sayfa 10Kitabı okuyor
Hayattan ne istiyorum sorusunun eksikliği bu hayatı kendimizin tercih etmediğimiz hakikatidir. Bize hayat emanet verilir, bir ikramdır hayat. Hayat sonsuz değerli olarak yaratılır ve insana sorulur.