Hakkında
Southern, 8 Şubat 1912'de Newcastle-upon-Tyne'da doğdu ve Newcastle'daki Royal Grammar School'da ve tarihte birinci sınıf bir onur derecesi ile mezun olduğu Oxford'daki Balliol College'da eğitim gördü. Oxford'da Southern'ın akıl hocaları Sir Maurice Powicke ve Vivian Hunter Galbraith idi . 1937'den 1961'e kadar Balliol'un bir üyesiydi (burada Christopher Hill ile birlikte ders verdi ), 1961'den 1969'a kadar Oxford'da Chichele Modern Tarih Profesörü ve 1969'dan 1981'e kadar Oxford'daki St John's College'ın başkanıydı. 1969'dan 1973'e kadar Kraliyet Tarih Derneği. [2]
Southern , 1987'de Balzan Ortaçağ Tarihi Ödülü'ne layık görüldü. 1974'te şövalye ilan edildi . 6 Şubat 2001'de Oxford'da öldü.
Southern, Norman Cantor'un Inventing the Middle Ages: The Lives, Works and Ideas of the Great Medievalists of the Twentieth Century adlı kitabında profili verilen 20 ortaçağ bilim adamından biridir . Cantor, Southern's The Making of the Middle Ages'i, dönemin çalışmasında bir devrime ilham vermek için 20. yüzyılda yazılmış, Orta Çağ üzerine yazılmış en iyi iki tek ciltlik kitaptan biri olarak görüyor. Ancak Southern, programatik bir araştırma enstitüsü kurarak devrime liderlik etmeyi reddetti. Cantor, The Making of the Middle Ages'in yayınlanmasının ardından efendilerini çevreleyen bir grup adanmışla (Cantor dahil) onu Arthur terimleriyle tanımlar.. Arthur efsanesi gibi, Southern'ın hikayesinin tamamen mutlu bir sonu yoktur ve Cantor, Southern, Cantor'un beklentilerini karşılayamadığı zaman yaşadığı hayal kırıklığı hissini anlatır.
Çalışmalarının yarattığı etkiye ek olarak, Southern'ın etkisini sonraki nesle taşıyan birkaç önde gelen öğrencisi vardı. Örneğin Robert Bartlett ve RI Moore , Southern'ın Orta Çağ'da Avrupa'nın gelişimine olan ilgisini paylaşıyor ve Valerie Flint, Southern'ın ikonoklazma yönelik bazı eğilimlerine sahipti.
Okurlar
2 okur beğendi.
5 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Segovialı John
O, önceki yazarların Muhammed'in ahlakı, onun peygamberlik iddiasının mantıkî reddi gibi çok sayıda önemsiz sorunla boğuştuğunu düşünmüştü. Fakat tek önemli soru şuydu:Kur'an Allah kelamı mıydı, değil miydi? Eğer metnin basit bir incelemesiyle onun çelişkiler, belirsizlikler, hatalar ve birden fazla yazarlığın izlerini içerdiğini gösterebilirlerse bunların bu metnin zannedildiği gibi olmadığına herkesi ikna edebileceğini düşünmüştü.
Sayfa 91Kitabı okudu
“İslam hem fetihlere hem dönüştürmeye direndi ve yıkılmayı reddetti. Bu dünyevi başarı imajını daha da karmaşıklaştıran ise onun şaşırtıcı özgünlükte bir entellektüel pozisyona sahip olması idi.”
“ Müslüman düşünce sistemi, batının gittikçe daha çok ve hatta aşırıya kaçan bir biçimde öğrendiği ve hayranlık duyduğu Farabi, İbni sina ve İbni Rüşd gibi alim, filozof ve bilim adamlarının ve Selahattin gibi büyük bir kahramanın sadakatine sahipti. Bu adamların kısır görüşlü bir yanılsama içinde olduklarına inanmak zordu.”
Sayfa 17Kitabı okudu
“İslamiyet’in varlığı, Batı’yı derinden huzursuz kıldı.”
Sayfa 15Kitabı okudu
Oy oy oy kıyamam
Savaş, fetih doktrini üzerine kurulmuş olan İslam'ın doğal bir ifade biçimiydi. Fakat bu, Hristiyanlığın özüne aykırıydı. Bu yüzden Hristiyanlık bu tür bir mücadelede daima dezavantajlı olmak durumundaydı. Dolayısıyla Hristiyanlık yalnızca barışçıl yöntemlerle kazanılabilirdi zira ona uygun olan yol buydu.
Sayfa 92Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
