Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarihi eserlerden anlaşıldığına göre, Selçukluların göçleri zamanında Türkiye ve Kafkasya'ya giden Türkmenlerinin (aslen Salırlar) bir bölümü 1263-1264 yıllarında Saltık Baba'nın önderliğinde Kırım'a gitmişlerdir.
2. Hamid Devri Valisi Nuri Paşa
Hükümet karşıtı faaliyetler yürüten bu tehlikeli merkezi ortadan kaldıracak başka bir olanak göremeyen Abdülhamit, 1907 Şubat'ında yeni ödünler vermek zorunda kaldı. "Sultan, halk hareketini durdurmanın olanaksız olduğuna inandıktan sonra, diye yazıyordu Zinovyev. Geçen şubat ayının başında halkın uzun süredir ağırlığından şikayet ettiği
Sayfa 249
Reklam
Vehhabilik
Vehhâbilik, Harran'da 1263 yılında doğmuş bulunan İbn-i Teymiye'nin fikirlerini esas ittihaz eden Muhammed b. Abdülvehhab (1703-1787) tarafından başlatılmış olan bir yarı dinî, yarı siyasî harekettir. "Yarı dinî, yarı siyasí" dememizin sebebi, Suud Ailesi'nin Vehhâbîliği benimseyerek onu Osmanlı'dan kopmak için fikrî bir bahâne olarak kullanmış bulunmasıdır. Bazılar Vehhabîliği bir mezhep kabul ettiği hâlde, biz "hareket" diyoruz. Çünkü Vehhabîlik'te ictihad gerektiren her meseleye dâir bir görüş mevcut değildir. Onlar daha ziyâde "bid'at karşıtı" olarak bilinirler. Hâlbuki bid'atler "bid'at-ı hasene" ve "bid'at-ı kabîha" olarak ikiye ayrılır. Bidat-ı hasenenin, (minâre ve tespih gibi) sünnetin mazmûnunda mevcud olduğu kabul edilir. Suud Devleti'nin kurucusu Abdülvehhab'ın eniştesi idi. Suud Ailesi, Abdülvehhab gibi Arabistan'ın Necid Bölgesi'nde yaşıyordu. Burası ulaşımı güç, göz önünde olmayan bedevîlerle meskûn bir yerdi.
Vidin Gospodarlık Rejimi ve İlgası
işte Vidin havalisinde bu zahirî Islahat teşebbüsünden on sene sonra baş gösteren ayaklanma, doğrudan doğruya bu toprak mese­lesine bağlıdır. Esasen bu on sene zarfında da vaziyet iyileşeceğine reaya aleyhine daha ziyade kötüleşmiştir. Tanzimatçılar, fiilî neti­celerini düşünmeden toprak siyasetinde tatbika çalıştıkları liberal prensiplerle, mirî arazi mutasarrıflarının haklarını, tam mülkiyete yaklaşacak şekilde genişletme yolunu tutmuşlardı. Meselâ 7 Cema- ziyülûlâ 1263 (23 nisan 1847) tarihli bir resmî tebliğle mirî arazi üzerinde kız evlâtların da erkek evlât gibi veraset hakkı tanındı. Daha sonra çıkarılan diğer kararnamelerle bu istikametteki cereyan inkişaf etmiş ve mirî toprak üzerindeki tasarruf hakkı mutlak mülk telakkisine gittikçe daha çok yaklaşmıştır. Böylece vaktiyle top­rağı işletmek üzere tasarrufu altına alan mirî arazi sahipleri ve tabiî bu arada Vidin ağaları yavaş yavaş bu köylerin hukuken de hakikî sahibî vaziyetine geçmeğe başlamışlardır. Neticede bu ted­birler, esasen gergin olan İçtimaî münasebetlerin daha ziyade kötüleşmesine yardım etmekten başka bir sonuç vermemiştir.
501 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gizli Anların Yolcusu
(Spoiler içerir) Kitabı gündüz bitirmeme rağmen incelemesi bu saate kaldı. Biraz da aslında bitirince etkisini sindirmek istedim. Bir film izler gibi okuduğum bu kitabı çok sürekleyici bulduğumu belirtme isterim.
Ayşe Kulin
Ayşe Kulin
‘in gerçekten yalın ve açık bir dili var bunu yadsıyamam. Herkes belli bir yaşa gelince ne olmak istediğini hayattan beklentisi
Gizli Anların Yolcusu
Gizli Anların YolcusuAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20198,2bin okunma
'UNUTTUĞUM ŞARKILAR'
Konuşma sırasında oradan oraya atlarken Bodrum'a taşınma kararını nasıl verdiklerini sordum... odaya ağır bir sessizlik çöktü... hüzünlü bir sessizlik... Gönül daha öğreneceğim çok şeyi olan bir çocukmuşum gibi gözlerini şefkatle yüzümde gezdirdikten sonra yeniden gülümseyerek "Boşverin şimdi bunu da, bahçeye çıkmayacak mıyız bütün akşam, bir boğaz manzarası görmeyecek miyiz?" dediğinde sesinin tonundan, bakışlarından gülümsemesine rağmen kalbinin ne kadar kırık olduğunu anlamak kolaydı. Mutsuzluğunu hissetmemek imkansızdı... O acının benim hatırlatmama gerek kalmadan her an orada olduğu, kalplerinde oturduğu o kadar belliydi ki... Tolga ile Gönül gider gitmez saatlerdir aklımda takılı olan, içimi kemiren soruyu sormak üzere Kerim'e döndüm. Daha hiçbir şey söylememe gerek kalmadan, kütüphanedeki diğer kitaplar arasına sıkışmış küçücük bir kitabı uzattı. Gönül'e ait bir kitap, ismi 'Unuttuğum Şarkılar' "Sayfa 27," dedi Kerim.
Başkalarının Kokusu
Başkalarının Kokusu
Aslı Perker
Aslı Perker
Medine Temür
Medine Temür
Reklam
Rektörlük binasına yakın bir noktada, İslâm tarihinin en tartış- malı âlimlerinden Takiyyuddin İbn Teymiyye'ye (1263-1328) at- fedilen bir kabir var. Eğer bu atıf gerçekse, ortaya çıkan manzara oldukça absürd: Çünkü kabir toprak seviyesinden epey yükseltil- miş ve üzeri muntazam bir sandukayla örtülmüş. Ömrü bu türden "bidat"lerle mücadele ederek ve düşman kazanarak geçmiş biri için, epey ironik...
Sayfa 191Kitabı okudu
Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken... Daha sonra yüzleşirken... Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... Kendimle barışırken... Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... Yoruldum!
Ayşe Kulin
Ayşe Kulin
Bora'nın Kitabı
Bora'nın Kitabı
Çölüne dön vahabi köpeği :D
Bu gelişmede İbn Hanbel'den sonra en önemli halkayı çağdaş selefiliğin fikir babası sayılan İbn Teymiye (1263-1328) sağladı. Onu da yüzyıllar süren bir unutulmuşluk döneminden sonra, 18. yüzyılın ortalarında Hicaz'da bir din adamı yeniden keşfetmiş ve Necid'de fikirlerini yaymaya başlamıştı. Adı Muhammed İbn Abdülvahap idi; Necid'de Hanbeli mezhebinden bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmişti ve Mekke ile Medine'de öğrenim gördükten sonra bir süre de Basra ve Irak'ta yaşamıştı. Sonra da Necid'e dönerek ilhamını İbn Teymiye'den alan "saf İslam" anlayışını yaymaya başladı. Yanına güçlü aşiret reisi İbn Suud'u da alınca etki alanı çok daha genişliyor ve ileride Osmanlılara başkaldıracak olan bir öğretinin bayraktarı haline geliyordu.
Sayfa 60 - Yordam KitapKitabı okudu
“Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet Değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve Bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver.”
Aslı Perker
Aslı Perker
Reklam
1362 [m. 1943] senesinde vefât etmiş olan, büyük islâm âlimi Seyyid Abdülhakîm Efendi hazretleri buyurdu ki, (Dinde reform sapıklığını ortaya ilk çıkaran, (İbni Teymiyye) oldu. Bu sapıklık sonradan, câhiller ve islâm düşmanları tarafından küfre kadar götürüldü). İbni Teymiyye, 661 [m. 1263] de Harrânda tevellüd ve 728 [m. 1328] de Şâmda kal’ada habs iken hastalanarak öldü. Ehl-i sünnet âlimlerini beğenmiyordu. Tesavvufu büsbütün inkâr ediyordu. Muhyiddîn-i Arabî, Sadreddîn-i Konevî “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” gibi islâmın göz bebeklerine kâfir diyordu. Hâlbuki, bir müslimâna kâfir diyenin kendisi kâfir olacağını bilmiyecek kadar câhil değildi. Ne yazık ki, islamiyyeti kendi görüşüne, dar kafasına uydurmağa kalkışmış, aklı ermediği hakîkatleri inkâr ederek, dalâlete düşmüşdü.
Sayfa 318Kitabı okudu
Melikan Adıyla Bilinen Hasankeyf Hükümdarları
Nakil ve rivayetlerde şöyle belirtilmiştir: 662 (1263-1264) yılında Eyyûbîler'in Mısır ve Şam'daki egemenliği sona erdikten sonra bu kıymetli ailenin çocuklarından biri bir süre Hama şehrinde gizlendi, ardından Mardin tarafına gitti. Mardin hükümdarı da onu komutanları ve yakın adamlarının ileri gelenleri arasına aldı. Bu mert, iyiliksever hükümdar kendisini Savur Kalesi'nin yöneticiliği görevine tayin etti. Fakat bu Eyyûbî genci burada sıkıldı ve şimdi Hasankeyf olarak bilinen Re'su'l-Kûl tarafına gitti. Orada evlendi, oranın halkına ısındı, onlar da kendisine ısındılar. Çevresinde, o yörenin sakinlerinden büyük bir topluluk meydana geldi. Zengin fakir, küçük büyük herkes bütün işlerde ona itaat etti. Derken kendisini gönül rızasıyla başlarına yönetici olarak tayin ettiler.
Sayfa 194 - NûbiharKitabı okudu
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.