Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (v. 672/1273): “Cânında bir cân var, o cânı ara; beden dağında bir mücevher var, o mücevheri ara.
Ey yürüyüp giden sûfî, gücün yeterse ara; ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.”
Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi sevdiğim için size hayat öyküsünü anlattım anlatmak istedim.
Vuslatının 745'inci yılında anılan büyük İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana, Türk ve İslam aleminin en büyük mutasavvıflardan biri olarak kabul ediliyor. 17 Aralık 1273'te vefatının ardından bıraktığı 'Mesnevi' eseri bugün bile konuşulmaya devam ediyor.
Atlas’ın 2020’nin bu ilk sayısının kapak konusu Belgrad Ormanı. İstanbul’un son ormanı ve yüzyıllardan beri başlıca su kaynağı olan Belgrad Ormanı’nın doğal değerleri, su yapıları, karşı karşıya olduğu tehditler ayrıntılı bir dosyayla ele alınıyor. Atlas ekibinden Tevfik Taş, Turgut Tarhan ve Tolga İldun, Belgrad Ormanı ve tarihi su yapılarını tarihi, mimari ve karşı karşıya kaldıkları güncel riskler açısından inceledi.
Yeni sayının keşif konusu Kayseri’nin Büyük Bürüngüz Mahallesi’nde keşfedilen Türkiye’nin en büyük yeraltı şehrinin öyküsü. Ali Ethem Keskin ve Ali Yamaç’tan oluşan Atlas ekibi toplam uzunluğu 1273 metreyi bulan tünel ve odaları tek tek fotoğrafladı.
Ocak sayısında ayrıca Rusya’nın en eski şehri ve önemli ziyaret durağı Suzdal. Rusya’da tarihi başkent Moskova’dan da eskiye dayanan bir şehir Suzdal. Dört yıl sonra bin yaşına basacak. Demiryolu hattından uzakta kaldığı için sanayinin tahrip etmediği bu tarihi şehri Serkant Hekimci yazdı ve fotoğrafladı.
Diğer bir hikaye Gürcistan’da, Kafkaslar’ın kalbindeki Kazbek Dağı’na tırmanış macerası; Alper Günay, Kafkas Dağları’nın en yüksek zirvelerinden birine, Kazbek Dağı’na tırmandı.
Serkan Seymen ve Şahan Nuhoğlu ise Katar’ın başkenti Doha’yı ziyaret ederek tespitlerini sayfalara taşıyor.
İyi okumalar.
Yazı Dili Kubilay'ın kültürel meselelere alışıldık yanıtı, topraklarındaki yazı diline karşı tutumunda açıkça görülür. Büyük bir uygarlığı yöneten devletin işleyebilmesi için, çalışan bir yazı dili yaşamsal öneme sahipti. Devletin mali, askeri ve halkın refahını sağlamakla ilgili sorumlulukları, Moğolların alışık olmadığı kadar yoğun tutulan
Moğolların Hangcov'daki Sonğ başkentine yürüyecekleri kesindi ve Cia da yaklaşan düşmanı kentin kuzeybatısında karşılamaya çıktı. Bu sefer, birleşik bir Moğol ordusu ve çok yetenekli bir Moğol komutan ile karşılaştı. Şianğ-yanğ'ın çökmesinden birkaç ay sonra Kubilay'a yazılan bir methiyede Şı Tien-dzığ bütün Moğol gücünün başına bir kişinin
Şianğ-yanğ'daki Sonğ güçleri de savaşmadan teslim olmamaya kararlıydılar. Yeterince yiyecek ve suları vardı. Yalnız giysi, tuz ve benzeri çok zorunlu olmayan şeylerin eksikliği hissediliyordu. Uzun süre kuşatmaya dayanabilirlerdi. Yine de ara sıra kuşatmayı yarmak için birlikler gönderdiler. 18 Mart 1270 yarma denemesi bunlara bir örnektir. On
Tasavvufun en büyük figürü, Müslümanların Mevlana adıyla andıkları Celaleddin Rumî'ydi. Celaleddin Rumî 1207 yılında Belh'te doğdu. 1219'da Moğol istilasından kaçarak Konya'ya yerleşti. Öğrenim gördükten ve birkaç yıl da ders verdikten sonra Semazenler adıyla da bilinen Mevlevi tarikatını kurdu. Bu önemli tarikat ve manzum yapıtları, özellikle Farsça yazılan Mesnevi'si uluslararası düzeyde ilgi gördü. 1273'te öldüğünde din ayrımı olmaksızın tüm kent onu mezarına kadar uğurladı.
"Mevlâna, 17 Aralık 1273 tarihinde vefat etti. Sevdiklerinin isteği üzerine oğlu Sultan Veled, Mevlâna’nın mezarı üzerine türbe yapılmasını kabul etmiştir."