13 Şubat 1925'te telgraf hatlarını kestirdi. İsyan ettiğini ilan etti. Genç, Çapakçur, Hani, Palu hükümet konaklarına baskınlar yapıldı. Jandarma müfrezeleri esir edildi. Fakat dikkati çeken nokta şuydu ki, isyan bir milli hareket, yani Kürtlük, Kürt istiklali gibi sloganlarla değil "dini kurtarmak, şeriatı kurtarmak" ve anlaşıldığına göre "halifeliği yeniden kurmak" gibi dumanlı, sınırları belirsiz tahriklerle başladı. İsyan bir hafta gibi kısa bir zaman içinde bazı vilayetlere yayılmakla beraber, daha ziyade bir Beyler, Şeyhler isyanı olarak kaldı. Bu beylerin, şeyhlerin iradelerine bağlı olarak isyana sürüklenen kulların, müritlerin önemli yekûnlara varmasına rağmen, bir halk hareketi halini almadı. Kürtlerle meskûn bütün bölgelerde, milli bir hareket haline gelmedi. Bu sebeple bazı yazarların kullandığı ifadeye rağmen Şeyh Sait isyanını, bir Kürt isyanı olarak vasıflandırmak zordur.