Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
ATSIZ'DA TURAN TURANCILIK: Türkçülüğün ikinci kanadı Turancılıktır. Irkçılık, Türkçülüğün "iç davası", Turancılık ise "dış davası"dır. Atsız'a göre Turancılık "Türk Birliği"dir. Daha 1934 yılında yazdığı "Yirminci Asırda Türk Meselesi” başlıklı yazının birincisi "Türk Birliği" adını taşır. Ona
Reklam
ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
TÜRKÇÜLÜK DÜŞÜNCESİNİN MİSTİK ÖNDERİ (ATSIZ'IN FİKİRLERİ) ATSIZ'DA ÜLKÜ / MEFKÛRE: Atsız'ın ülkü ile ilgili en açık tanım ve izahları, 31 Ekim 1947'de, Kızılelma dergisinin 1. sayısında yayımladığı "Kızılelma” başlıklı makalesinin ilk paragraflarındadır. Ülküyü şöyle anlatıyor: "Bir milletin yürütücü kuvvetine
anıtkabirin bakım, onarım, koruma sorumluluğunu alan kurumlara dair..
Anıtkabir'in tamamlanmasından bu yana geçirdiği en dikkat çekici dönüşüm zaman içinde değişen yönetim yapısıdır. 1941-42'deki mimari proje yarışmasında ve Ekim 1944'ten 10 Kasım 1953'teki açılışa kadar süren abidenin inşa sürecinde sorumlu Bayındırlık Bakanlığı'ydı. 28 Şubat 1957'de abidenin yönetimi Milli Eğitim
Sayfa 156Kitabı okudu
Atsız'ın gençken eleştirdiği “Dış Türk"lerden biri de Mustafa Çokay'dır. Atsız Mecmua'nın 12. sayısında (15 Nisan 1932) K. A. imzasıyla yazdığı "Mecmua ve Kitaplar” başlıklı bölümün “Yaş Türkistan” kısmında, Zeki Velidi'ye "haksız ve lüzumsuz taarruzlarda" bulunduğu gerekçesiyle Çokayoğlu'nu eleştirmiştir (s. 305306). Mustafa Çokay'ın cevabı üzerine de 17. sayıda (25 Eylül 1932), bu defa kendi adıyla "Çokayoğlu Mustafa Bey'e son cevap” başlıklı bir yazı yazmıştır (s. 163164). Atsız Mecmua kapandıktan sonra da Çokayoğlu için 1933′te sekiz sayfalık bir broşür neşretmiştir: “Sart başı"na Cevap." Atsız'ın, daha sonra Mustafa Çokay hakkında da olumlu düşündüğünü tahmin ediyorum. Sahibi bulunduğu Ötüken dergisinde, 1970 yılında Hasan Oraltay'ın yazdığı “Türkeli” başlıklı yazıyı dergiye koyması bunu gösterir. Oraltay yazısında Mustafa Çokay'ı övmektedir (Ötüken 76, Nisan 1970: 14).
Reklam
Atsız'ın ilk şiirlerinde de fırtına ve bora motifi vardır (Atsız Mecmua, sayı 5, 15 Eylül 1931; sayı 12, 15 Nisan 1932): Hayata ne biçimde geldinse bir borayla Daha sert bir kasırga içinde biteceksin. Üstünde esse de kasırga, tipi Neyleyim gönlümün borası değil.
Buhranlı Yıllar: Erenköy Kız Lisesi Tarih Öğretmeni Bedriye Atsız 13 Mayıs 1944'te bakanlık emrine alınmıştır. Roman kahramanı Ayşe Pusat, görevden alındıktan üç yıl sonra, bir Sonbahar'da okuluna dönmüştür. Bunu 1947 Sonbaharı olarak düşünebiliriz. IrkçılıkTurancılık Davası'ndan 1,5 yıl hapis yatan Atsız, 25 Ekim 1945'te
Ermeniler diye ağlayanlardan bu olaylara dair tek kelime duydunuz mu
Şimdi katliam, Müttefiklerin gözleri önünde yapılıyor; insanlar öldürülüyor; cesetleri denize atılıyordu. Kışladan gemilere gidinceye kadar "dokuz subay şehit olmuş, 21 subay yaralanmış, 27 subayın da akıbeti meçhul kalmıştı"⁷⁵³. Bu tek taraflı öldürüş, bir an geldi ki tüyler ürpertici ve iğrenç bir hal aldı⁷⁵⁴. Durumu gemilerinden
Sayfa 185Kitabı okudu
Orhan veli
Gölgem Bıktım, usandım sürüklemekten onu, Senelerdir ayaklarımın ucunda. Bu dünyada biraz da yaşayalım, O tek başına, Ben tek başıma. Ankara Eylül 1937 (Varlık 15.12.1937)
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.