İnsanın, Kur'an'ın ifadesiyle bir sınav olan hayatta başarıyı ve mutluluğu yakalayabilmesi, öncelikle doğru düşünmenin önündeki engelleri aşarak özgürleşmesine ve değer üretmesine bağlıdır. Hayatın bütün alanlarında doğru bilgi olmadan hiçbir şey olmaz. Din alanı söz konusu olduğunda, dinin temelinde yer alan "dosdoğru olmak" (Ahkaf 46/13) ve sağlıklı bir imana kavuşmak, ancak sağlam ve güvenilir bilgi ile mümkün olabilir. Kur'an, ısrarla insanların doğru bilgiye ve belgeye dayalı olarak düşünmesine ve hareket etmesini istemektedir (İsra 17/36). Din alanında doğru bilgiye ulaşmanın yolu, kaynakların ve içeriğin sorgulanmasıdır.
Sayfa 108 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
Özet olarak övülen ahlaklar
Övülen ahlakların toplamı yetmiş sekiz tanedir. Bunları şöyle sıralayabiliriz: 1. İman, 2. Ehl-i sünnet ve'l-cemaat itikadı, 3. İhlâs,
Sayfa 310
Reklam
Özet olarak kalbin âfetleri
Akılda kalması kolay olsun diye buraya kadar (açıklayarak) zikrettiğimiz kalbin kötü ahlaklarını, alçak rezilliklerini burada toplu olarak ele alalım. Bunları şöyle sıralayabiliriz: 1. Allah'ı inkâr etmek, 2. Bid'at işlemek, 3. Riya,
Sayfa 302
Ilk etapta amac Hitler'in balistik fuzelerini daha olumcul hale getirebilmekti akabinde ayni fizelerle uzaya insan gondermenin mumkun olup olmadigina kafa yorulmaya baslandi. Atmosferin ustune cikmanin(100 km ustu) etkilerini olcmek icin Abd tarafindan 1947'de uzaya meyve sinekleri gonderiliyor. 3 dakika 10 saniye icinde 120 km
Atsız asker değildi, fakat bir asker gibi yaşadı, asker gibi öldü. Zamanlar üstü, zamanlar aşırı bir adamdı. Türklük onun için bir sevda idi ve başka hiçbir şey önemli değildi. Önem verir göründüğü, üzerinde yazılar yazdığı, kitaplar doldurduğu her şey Türklük içindi. Türklük, tarihin derinliklerinden kopup gelen, geleceğe doğru yürüyen kutsal bir
Allah Teâlâ (Celle Celâlehu) şöyle buyurur: لَهُمْ مَا يَشَاؤُنَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ "Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır." (Kaf Sûresi, 50/35.) Müfessirlerden birine göre, dahası kelimesiyle kastedilen Allah Teâlâ(Celle Celâlehu) tarafından cennetliklere üç armağan verilmesidir. Bu armağanlardan birincisi, cennetlerde benzeri bulunmayan bir ilahi bağıştır. Nitekim Allah Teâlâ(Celle Celâlehu) şöyle buyurur: فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ "Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez." (Secde Süresi, 32/17.) İkinci armağan, onlara Allah katında selam verilmesidir. Bu, hediyeden daha üstün bir mükâfattır. Nitekim Allah Teâlâ (Celle Celâlehu) şöyle buyurur: سَلَامٌ قَوْلًا مِنْ رَبِّ رَحِيمٍ "Onlara merhametli Rabbin söylediği selam vardır." (Yasin Süresi, 36/58.) Üçüncü armağan, Allah Teâlâ (Celle Celâlehu) onlara: "Ben sizden hoşnudum" diye buyurur. Bu da hediyeden ve selamdan daha üstün bir armağandır. Nitekim Allah Teâlâ (Celle Celâlehu) şöyle buyurur: وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ أَكْبَرُ "Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür." (Tevbe Sûresi, 9/72) Yani Allah'ın onlardan razı olması, içinde yüzdükleri nimetlerden daha üstün bir armağandır. Bu Allah'ın rızasının fazileti ve kulun rızasının da ürünüdür.
Reklam
573 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.