Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz.
"Acı çekmek; bayılana kadar dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı; kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlattırmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi."
Jose Mauro de Vasconcelos
Görmezden gelerek oturuyorsun, izleyenlerin içini dolduran acıların farkındasın ama buna rağmen umursamıyorsun. Sanki güneşmişsin gibi... Kendisine yaklaşan her şeyi yakıyorsun...
"Beğenmiyorum kendimi" derdi, onun kusur sandığı her zerresine dalmışken, gülerdim... "Keşke fark etse artık" diye içimden geçirmeye başlardım. Kimseyle iki çift laf edesim yokken sana evin perdelerini bile anlatasım vardı. Hiç kimsenin sesine katlanamıyorken senin sesin bir senfoni gibi kulaklarımdan hiç eksilmesin isterdim. Keşke fark edebilsen artık sevgilim...