Birinci Kısım
Selma Hanım: "Bu keşif seyahatinde Ankara mühim bir merhale değil mi?" dedi. "Hem de şanlı bir merhale. Doğrusu, bazen, başımıza çöken milli felaketi takdis edeceğim geliyor. Eger böyle bir felakete uğramamış olsaydık, ben, şimdi, nerede ve ne idim? İstanbul’un herhangi bir mahallesinde, bu evin içinde, herhangi bir genç adam ki, gündelik hayatın kaygıları ve istikbale ait kısır tasavvurlar içinde bocalayıp durur. Halbuki, şimdi, burada, vatanın birtakım yeni şeyler kaynayan göbeğinde, bütün bir milletin ıstırabıyla yaşıyan ve bu ıstırabın içinde peşin bir bahtiyarım. Her sabah, uyanınca -inanır mısınız- Ankara'da bulunmanın şerefini duyarım. Burada, her sabah, benimle beraber bir millet uyanıyor ve kendisini selamete götürecek olan kahramanın, başı ucunda, gülümseyerek durduğunu görüyor. İlk defa olarak, ömrümde ilk defa olarak, burada, kendi etimden, kendi kanımdan, kendi cevherimden bir cemaat içinde yaşadığımı hissediyorum. Haydi canım, burayı Göksu'ya benzetmek bir küfürdür. Burası: 1921'de Ankara'nın yanı başında akan bir dere kenarıdır. 1921 Ankarası. Hanımefendi, dört beş yıl sonra, bu basit cümle, size Kitab-ı Mukaddes'ten bir satır gibi gelecek, ve buna karışmış olmak size, hayatımızın yegane manası gibi görünecek."
Sayfa 80 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 58 days
Atatürk hakkında yazılmış her kitap, onu anlamak yolunda bana yeni ufuklar katıyor. Hele ki bu seferki eser, bizzat onun manevi kızı Afet İnan'ın kaleminden çıkmış ki, okurken kendinizi Atatürk'ün yanı başında hissediyorsunuz. Bu kitap, Afet İnan'ın, yıllara yayılan makale ve konferanslarının bir araya getirilmesi neticesinde ortaya çıkmış. Bazı yazılar, Cumhuriyet döneminde şevkle girişilen işleri anlatırken, bazı yazılar, ki bir çoğu 10 Kasım'ın yıldönümlerine denk geliyor, insani ve duygusal detaylar içeriyor. Afet İnan'ın akademisyen kimliğinin de etkisiyle, Atatürk'ün Türk diline ve tarihine verdiği önemi net bir şekilde görüyoruz bu eserde. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin kurulma aşaması, Atatürk'ün entelektüel tarafını tanımak açısından çok etkileyiciydi. Kitabın sonunda küçük bir fotoğraf derlemesi var ki, ilk kez göreceğiniz birçok fotoğrafı burada göreceksiniz. En çok ilgimi çeken, 1921 yılında Yunanlılara karşı saldırı hazırlıkları sırasında çıktığı bir gezide Atatürk'ün, cepheye yiyecek taşıyan ve o dönemki taşımacılık işinde önemli bir yeri bulunan devecileri ziyaretinde çekilen fotoğraftı.
Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
Atatürk Hakkında Hatıralar ve BelgelerAfet İnan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011669 okunma
Reklam
İSTANBUL'UN İŞGAL GÜNLERİ VE FRANSA'YLA ANKARA ANTLAŞMASI
1921 yılının 20 Ekim'inde Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti arasında ünlü Ankara Antlaşması veya Musalahasi dediğimiz belge imzalandı.
Sayfa 115Kitabı okudu
MİLLÎ EGEMENLİK DÜŞÜNCESİ
Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin 1789 Fransız Devrimi'nden ve onun en önemli belgesi olan Fransız "İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirisinden esinlendiğini yukarıda belirtmiştik. Bu belgede yer alan birçok ilkenin, özellikle Milli Egemenlik ilkesinin (md. 3) Ulusal Savaş'ın ilk önemli yazılı belgesi olan Amasya Bildirisinden
Oğlu Şehzade Ömer Faruk da Mustafa Kemal'le birlikte hareket etme yanlısıydı. Aynı zamanda Vahdettin'in damadı olan Ömer Faruk, Harbi- ye ve Potsdam Askeri Akademisi mezunuydu ve 1921 nisanında gizlice İnebolu'ya geçerek Ankara'ya doğru yola koyulmuştu. Mustafa Kemal Paşa'dan aldığı ret telgrafı üzerine hangi görevle olursa olsun cepheye gönderilme isteğini yineledi ve herhangi bir siyasi beklentisi olmadığı- nı, İstanbul'a dönmemekte kararlı olduğunu belirtti. Talebi cevapsız ka- lınca tutuklanma riskine rağmen İstanbul'a döndü. Abdülmecit Efendi, Ankara'nın bu tutumunu Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği bir protesto notuyla kınadı. Şehzadenin kabul edilmemesini sadece kendine ve oğ- luna değil, saltanata hakaret saydığını belirtti ve her hanedan üyesinin bunu yapmaya hakkı olduğunu yazdı.
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, 1921 baharına kadar İstasyon binasında kalıyor. Sonradan o küçücük yerde yabancı konukların ağırlanması da zorlaştığından Ankaralılar, Çankaya’daki köşkü sahibi Bulgurlu Tevfik Efendi’den satın alarak kendisine hediye ediyorlar. Köşk dendiğine bakmayın, son derece mütevazı bir bağ evi aslında. Mustafa Kemal Paşa için konforun zerre önemi yok, ama evin en değerli kısmı ona göre ne biliyor musunuz? Afet İnan’ın dediğine göre, bahçesindeki birkaç büyük karakavak ve söğüt ağacı. Yapraklarının rüzgarda hışırtısını dinlemek ruhuna merhem oluyor çünkü.
Başkumandanlık Kanunu
Baskent Ankara tehdit altindaydi ve Eskişehir başta olmak üzere pek çok yer Yunanlar tarafından işgal edildi. Büyük bir moral bozuklugu oluşmuştu. İşte o sürecte Meclis'te sert tartışmalar yaşanıyor. Özellike muhalif milletvekilleri Mustafa Kemal Paşa'nin ordunun basina geçmesini istiyorlar. Bir sorumlu ariyorlar. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa başkumandanlık teklifini kabul etmiştir. Ancak bazi şartları oldugunu da söylemistir. Bunun üzerine Baskumandanlik Kanunu çikarilmis ve 5 Agustos 1921'de Mustafa Kemal Pasa'ya baskumandan yetkisi verilmistir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Takdim
Ankara Belediyesi 1921 yılında Çankaya'daki eski bir bağ evini satın alarak Atatürk'e armağan etti.
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
741 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.