Ahmet Muhip Dıranas
Sinop'ta 1909'da dünyaya gelen başarılı edebiyatçı, ilkokulu Sinop'ta, ortaokul ve liseyi 1929'da Ankara Erkek Lisesi'nde tamamladı. Usta yazar lise yıllarında "Bir Kadına" adlı ilk şiirini, 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla Milli Mecmua'da yayımladı. Lisede Faruk Nafiz Çamlıbel ile Ahmet
19 HAZİRAN 1926  Mustafa Kemal, İzmir gezisini izleyen Anadolu Ajansı'na ünlü sözlerinin yer aldığı demecini verdi: Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır
Reklam
İSLAM AHLAKININ TEMELİ: HAYÂ 28 Zilkade 1445 Müminler arasında ahlaksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Nûr, 24/19) Hayâ, sözlükte “utanma, çekinme, ürperme, çirkin bir şeyi görmekten ya da yapmaktan geri durma” anlamına gelir. Bir ahlak kavramı olaraksa kınanma endişesiyle kurallara aykırı davranmaktan kaçınma ve bunu sağlayan duygu demektir. Hayâ duygusu, #Allah tarafından insanın mayasına işlenen özel bir nimettir. Kişinin utanıp sıkılacağı, eleştiri ve rahatsızlık yaşayacağı her hâli örten bir olgudur. Hem Yüce Yaratıcı’nın huzurunda hem de insanlar nazarında kişiliği süsleyen bir ziynet ve kötülüklere karşı insanın onurunu ve dokunulmazlığını koruyan en güçlü zırhtır. Mümin için hayâ onu daima iyiyi ve güzeli yapmaya sevk eden ahlaki bir erdemdir. Bu nedenle insanlık tarihi boyunca bütün ilahi dinler söz, fiil ve davranışlarda hayâlı olmayı emretmiştir. “Her dinin bir ahlakı vardır, #İslam’ın ahlakı da hayâdır.” (İbn Mace, Zühd, 17) diyen Peygamber Efendimiz de hayânın, Müslümanların en belirgin ahlaki özelliklerinden olduğunu vurgulamıştır. Türkiye, Irak ve İngiltere arasında Ankara Antlaşması imzalandı. (1926) Dünya Çevre Günü #diyanettakvimi
Ahmet Haşim ve Yahya Kemal modern şiirimizin iki önemli ismidir. Bunu kendileri de bildikleri için aralarında müthiş bir rekabet söz konusuydu. Nitekim bu rekabet dargınlıkla sonuçlandı. 1921'de ikilinin arası iyidir, birlikte Dergah mecmuasını çıkarırlar. Hatta Haşim meşhur "Şiirde Mana" yazısında Yahya Kemal'i poetikasının merkezine alır. Ancak kısa süre sonra araları bozulur. Bunun sonucunda Haşim aynı yazının 1926 (Piyale) baskısında Yahya Kemal'i metninden çıkarır yerine Ahmet Refik'i koyar.
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Türkiye, Irak ve İngiltere arasında Ankara Antlaşması imzalandı. (1926) Dünya Çevre Günü Müminler arasında ahlaksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Nûr, 24/19) Diyanet Takvimi Arka Yüz: İSLAM AHLAKININ TEMELİ: HAYÂ Hayâ, sözlükte “utanma, çekinme, ürperme, çirkin bir şeyi görmek- ten ya da yapmaktan geri durma” anlamına gelir. Bir ahlak kavramı olaraksa kınanma endişesiyle kurallara aykırı davranmaktan kaçınma ve bunu sağlayan duygu demektir. Hayâ duygusu, Allah tarafından insanın mayasına işlenen özel bir nimettir. Kişinin utanıp sıkılacağı, eleştiri ve rahatsızlık yaşayacağı her hâli örten bir olgudur. Hem Yüce Yaratıcı’nın huzurunda hem de insanlar nazarında kişiliği süsleyen bir ziynet ve kötülüklere karşı insanın onurunu ve dokunulmazlığını koruyan en güçlü zırhtır. Mümin için hayâ onu daima iyiyi ve güzeli yapmaya sevk eden ahlaki bir erdemdir. Bu nedenle insanlık tarihi boyunca bütün ilahi dinler söz, fiil ve davranışlarda hayâlı olmayı emretmiştir. “Her dinin bir ahlakı vardır, İslam’ın ahlakı da hayâdır.” (İbn Mace, Zühd, 17) diyen Peygamber Efendimiz de hayânın, Müslümanların en belirgin ahlaki özelliklerinden olduğunu vurgulamıştır. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Osmanlı Devleti’nin 36. ve son padişahı Sultan Mehmet Vahdettin’in vefatı (1926) Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi… (Âl-i İmrân, 3/159) Diyanet Takvimi Arka Yüz: ÂDÂB: DİNİN GEREKLİ, AKLIN GÜZEL GÖRDÜĞÜ DAVRANIŞLAR Edep kelimesinin çoğulu olan âdâb, fıkıh terimi olarak Hz. Peygamber’in ara sıra yaptığı işler, davranışlar karşılığında kullanılır. Hüküm bakımından gayr-i müekked sünnet gibidir. Yapan sevap kazanır, yapmayansa günaha gir- mez, kınanmaz. Bu yüzden âdâb sayılan davranışlar, farz ve vacibe bir ilave olduğu için nafile, Allah ve Resûlü tarafından teşvik edildiği için müstehap, karşılığında sevap va’dedildiği için mendup, dinî bir mecburiyet olmaksızın yapıldığı için tatavvu, yapanın ahlaki kemalini arttırdığı için fazilet diye adlan- dırılmıştır. Fertlerin yaşayışlarına ve ilişkilerine ortak bir tarzda hâkim olan, aksine davranışların yerine göre ayıp sayılarak kınandığı ahlaki ve toplumsal kuralların tamamına hukukta umumi âdâb denir. Hadis kitaplarında da müstakil başlıklar altında yer alan “Kitâbü’l-edeb” veya “Kitâbü’l-âdâb” bölümlerinde, Hz. Peygamber’in yaşayışı, ferdî ve sosyal ilişkilerde dinen uyulması gereken hususlar, bu konuda Hz. Peygamber’in emir ve tavsiyeleri bulunur. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
495 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.