Hz. Aişe (r.a) şöyle anlatmıştır:
"Şaban'ın yarısının gecesi olduğunda.. Secdede söylediği dualardan, şunlar aklımda kaldı:
'Karartım da, hayalim de Sana secde etti, gönlüm Sana iman etti, işte elim ve onunla kendi aleyhime işlediklerim! Ey her büyük şey için kendisine umut bağlanan büyük Allah! Ey büyük! Büyük günahları affet! Yüzüm kendisini yaratan, kulağını ve gözünü yar(ıp yarat)ana secde etti. Nimetlerini sana karşı ikrar ediyorum. Büyük günahlarımı itiraf ediyorum. Ben nefsime zulmettim, öyleyse beni bağışla. Zira günahları Senden başkası affedemez. Azabından affına sığınıyorum. Hışmından rahmetine sığınıyorum. Gazabından rızana sığınıyorum. Senden Sana sığınıyorum. Zât'ın pek yüce olmakta daim oldu. Sana karşı övgüyü sayıp bitiremem. Sen kendini övdüğün gibisin.' Sonra mübarek başını kaldırıp şöyle dua etti:" Ey Allah! Bana şerden arınmış bulunan, takva sahibi olan, kâfir ve bedbaht olmayan bir kalp bağışla." ..Sabah olduğunda iki ayağı da iyice şişmişti. Ben onları oğuştururken:"Anam babam sana feda olsun! Kendinize çok zahmet verdiniz, Allah-u Teâlâ sizin geçmiş ve gelecek günahlarınızı bağışlamamış mıydı?! Şöyle yapmamış mıydı?! Böyle yapmamış mıydı?! diye sayınca: "Ey Aişe! (Madem ki O bana bu kadar lütuflarda bulundu) şimdi ben çok şükreden bir kul olmalı değil miyim?!"