Çünkü Allah'a duyduğu korku dolayısıyla susanın güzelliği,Allah rızası için bildiğini anlatan kimsenin güzelliğiyle aynıdır.
(Ebu Talib el-Mekkî,Kût'ul-Kulub)
1- Fetanet sahibi âlim: Bunun hükmü belirleyememesi
söz konusu değildir. Ondan dolayı mübah ve mekruhlarla çok
haşır-neşir olursa buna bulaşır.
2- Bir alt kademesinde olan kişi: O da halden hale göre
zikredilen hususların hepsinde şüpheye düşebilir. Genel manada şunu söyleyebiliriz. Mekruhları çokça iş-
leyen kimsede, yasakları ihlal etme cüreti oluşur. Veya haram
olmayan fakat menhi (nehyedilmiş) olan hususları işleme âdeti,
o da haram olarak nehyedilenleri işlemeye götürür. Özellikle
aynı türden şeyleri işleyen takva nurunu kaybettiği için kalbi
kararır. Haram işleme kastı olmasa bile harama bulaşır."
Düşün bir kere, Allah seni affetmezse, sen İzzet ve kudret sahibi Allah'tan gazabını işitmiş ve O seni, aşağılatıcı ve kuvvetli pençeleriyle zebanilere havale etmişken, sen ensen ve boynundan onların pençelerinin şiddetli dokunuşlarından başka bir şey duymazsın. Sen zebanilerin elinde, yüzün kara olarak cehenneme götürülürken, helak olduğuna kesin olarak inanmış ve perişan bir vaziyette cehenneme doğru sürüklenirken kendini bir tahayyül et! Kararmış yüzünle, kitabın sol elinde, yaratıkların arasında feryat ve figan ederek geçip gidiyorsun....
Hasan-ı Basrî’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in başı Hz. Aişe (r.a.)’nın kucağındaydı. Derken uykuya daldı. Hz. Aişe (r.a.) Âhireti hatırlayarak ağladı. Gözünden akan yaşlar Hz. Peygamber
(s.a.v.)’in mübarek yanakları üzerine damladı.
Resûlullah (s.a.v.) bu gözyaşlarıyla uyandı. Başını kaldırdı ve: (‘Niye ağlıyorsun, ey Aişe?’) diye sordu. Hz. Aişe: (‘Ey Allah’ın Resulü,
Âhireti hatırladım da... Acaba Kıyamet günü yakınlarınızı hatırlar mısınız?’) dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Canım kudretinin elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, şu üç yerde kişi kendisinden başka hiç kimseyi hatırlamaz: Teraziler kurulup insanların amelleri tartıldığı zaman iyilik
kefesinin hafif mi, yoksa ağır mı geldiğini
öğreninceye kadar. Amel sahifeleri dağıtıldığı zaman, sağ
elinden mi, yoksa sol elinden mi verildiğini bilinceye kadar. Bir de Sırat yanında.”
Aziz ve Celil olan Allah'a hedef olma! Çünkü, ne onun gazabına takatin, ne azabını kaldıracak gücün, ne ikabına katlanacak ve ne de yakınlığından yoksun kalmaya dayanacak sabrın yok.
Nihayet ölülerin bekleme süresi tamamlanacak. Yer ve gök, sakinlerinden boş kalacak. Hepsi bir zamanlar canlı ve hareketliyken sönüp kalacaklar. Artık ne duyulan bir ses, ne de görülen bir karartı vardır. Sadece O En Yüce Cebbar olan Allah Teala kalmıştır. Tıpkı azamet ve yüceliğiyle tek ve yalnız olarak ezelde olduğu gibi!
" Allah'ın lanetine uğrayası kul! Aziz ve Celil olan Allah'a bu kadar çok mu karşı geldin? Oysa dünyada güzel bir dış görünüş sergiliyordun..
- "Kim ki Allah'ın sevmediği işlerle kendini insanlara sevdirmeye çalışır ve Allah'ın hoşlanmadığı şeylerle O'na kafa tutarsa, O kimse izzet ve celal sahibi Allah'a, kendisine hiddet ve gazab etmiş olarak kavuşur. "