Umut, sadece küçük bir umut...
Uçsuz bucaksız sevgiyle, hayallerle, hevesle,mutlulukla dolu bir umut...
Tek istediğim küçük bir umut.
İstiyorum çünkü , mutlu olmalıyım.
İstiyorum çünkü , sevgiye muhtacım.
İstiyorum çünkü; istiyorum işte. ..
Umut istiyorum, gelecek istiyorum...
Bunları istiyorum ben.
Sonra, sonra o umutla bir kelebeğe umut olmak istiyorum. O kelebeğe umut olup ona bir haftayı bir asır yapmak , ona yaşamı sevdirmek istiyorum.
Sonra , umut dolu , sevgi dolu , geleceğe dönük kelebek ben olayım.
Sonra adım KELEBEĞİNUMUDU olsun.
Kelebeklerin umudu...
Kelebekçiklerin umudu...
🦋🦋💫
Tamam sus...
Sen bilirsin sus...
Yada SUSMA..
Konuş!
Bırak onlar sussun.
Sen susma,çünkü ölenler, öldürülenler, o çocuklar, kadınlar,adamlar...
Senin kardeşlerin, senin!..
Onlar için konuş. Dilsiz şeytan olma konuş..
Yahu konuş sen yeter ki konuş.
Eşinle konuş, dostunla konuş , annenle, babanla...
Kimsen yok mu?
Olsun kendinle
Tamam yalnızlık gel sıra sende..
Şimdi sen kır beni,
Sen dök içindeki nefreti, kîni..
Bu sefer sen hâkim ol dünyama.
Kırılan kalbimi zorla.
Bitir beni, hayatımı, geleceğimi..
Bitir o umudu olmayan umutlarımı!..
Kıy canına hayallerimin.
Kelepçelere vur masum duygularımı..
Tamam...
Ya, tamam dedim sahne senin.
Perdeler açık ..
Göster artık herkese o iğrençliklerini.
Göster o kirli yüzünü.
Kendin gibi davran sonunda..
Yak geleceğime dair her şeyi.
Yak ki, tutunamayayım hayata..
Yak ki, kurtulayım şu kalabalık dünyadan..
Yak ki, bitsin.
Bitsin ve kurtulalım ikimiz de...
Sen ümit beslemeden yaşamak nedir bilir misin?
Sen kime güveneceğini kime inanacağını bilmemek nedir bilir misin?
Sen kalbin ağlarken etrafa gülücükler saçmak ne zor bilir misin?
Sen kötü olduğun halde iyiyim demek nedir bilir misin?
Hey sen!!
Evet evet sen!
Sol yanında gün gittikçe büyüyen ağrıyla yaşadın mı?
Ya da uykular haram gündüzler zindan oldu mu sana?
Etrafında onca insan varken yalnız hissettim mi hiç?
Bir soru daha;
Peki acı nedir bilir misin?
İşte ben biliyorum..
Peki hâlâ nasıl oluyor da yaşıyorum?
Yaşamak?
O kim ki tanımıyorum..
Beyaz bir sayfa istedim.
Yepyeni bir gelecek için..
Onca ormanlar katlettim.
Sadece mutlu olmak istedim..
Olmadı, olmadı, olmadı...
Katlettiğim ormanların ahımı vardı bana.
Ondan mıdır her şey ters gidiyor?
Geleceğim meçhule giden bir yol...
Ondan mıdır gülemiyorum bu hayatta?
Özür dilerim ağaçlar, özür dilerim ormanlar, özür dilerim hayat...
Affedin artık beni..
Düşüyorum yakınınızdan.
Bitsin istiyorum her şey..
Acı, acı, acı...
Son veriyorum acılarıma.
Prangaya vuruyorum hayallerimi, geleceğimi...
O kirli defteri kapatıyorum artık..
Ve kapanıyorum ben de mahzenime..
Kendi yalnızlığımla,hüznümle dolu bir dünyaya..
....
Bu gece yazmak istiyorum. Sabaha kadar yazmak. Hayallerimi, umutlarımı, hayal kırıklılıklarımı, kaybettiklerimi, kaybetmekten korktuklarımı, unuttuklarımı, unutmadıklarımı, aşamadıklarımı...
Ama kelimeler dökülmüyor zihnimin ötesine. Ne bir kitaba yazabiliyorum içimi ne boş bir kağıda. Yazma arzumun aksine susmak ağır basıyor sanki. Ben direndikçe içimdekini haykırmak için, birileri bir o kadar tutuyor sanki dilimi. Özlem...
Çok ağır basıyor içimde.. ama bu özlemin kaynağını çözemiyorum. Bir şeye mi yoksa birine mi duyuyorum bu özlemi? Yoksa özlem duyduğum ben miyim? Duygularım mı? Hayallerim mi? Umutlarım mı? Çözemiyorum içimdeki boşluğu. Konuşsam iyi gelir belki bilmiyorum. Ama konuşacak cesaretimin varlığına inanmıyorum. Korkuyorum.