Sonunda bir Wulf Dorn kitabı okuma fırsatı bulabildim!
Bu kitap uzun zamandır elimdeydi. Fakat bir türlü okuma fırsatı bulamamıştım. Korku kitaplarına bayılırım ve piyasada sağlam bir korku kitabı bulmak çok zor. Daha önce Josh Malerman okudum ve gerçekten bayılmıştım. Bu kitapta da aynı Josh Malerman'daki gibi korkuyu hissetmeyi dilemiştim. Fakat bu korku kitabı değildi bana kalırsa. Gerilim bile değildi bence. Kitap kötü değil, konusu gayet iyi fakat beni fazla sarmadı. Kitabın çok farklı bir havası var. Bu açık bir şekilde hissediliyor. Karabasan'ın bölümlerinin kısa olmasını çok sevdim. Okurken asla sıkılmıyorsunuz. Fakat kitap yine de benim açımdan çok sürükleyici değildi. Nedenini pek anlayamadım. Kitabın yorumlarına baktığımda herkes sonunu tahmin edemediğini yazmıştı. Gerçekten öyle oldu. Aslında normal şartlarda bu son tahmin edilebilir bir son ama Dorn sizi öyle bir inandırıyor ki, sonunun bu şekilde olabileceğini düşünmüyorsunuz bile.
Konusuna gelecek olursam; ailesi ile kaza geçiren Simon'un travmasını okuyoruz. Simon kazadan sonra kliniğe yatırılıyor ve sonrasına halasının yanına geliyor. Aynı zamanlarda bir kız ortadan kayboluyor ve haberlere çıkıyor. Kitap bu şekilde ilerliyor ama asla tahmin edemiyorsunuz.