Esra Acar

227 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Üçlemenin ilk romanıymış. Üzüldüm. Çünkü muhtemelen devam kitaplarını okumayacağım. Ağıtçı kadının rüyasının peşinden gittiği şehirlerde karşılaştığı cenazelerin hikayeleri bize ne anlatmak ne vermek istemiştir anlayamadım. Mesela Konya Bursa Erzurum gibi manevi yönü yüksek şehirlerde hep şarapçı içkici tayfanın acıklı(!) hikayelerine denk gelmesi manidar. Diyarbakır’da ilkokul öğretmenine kızıp dağa giden çocuk güzellemesiyse apayrı bir olay. Dili güzel zaten yazar da şairmiş o belli. Ama kurgu zayıf verilmek istenen mesaj da bana hitap etmedi. Elendi.
Ucunda Ölüm Var
Ucunda Ölüm VarKemal Varol · İletişim Yayınları · 20161,910 okunma
Reklam
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Bütün öykülerin ortak noktası sanırım yaşlılık buhranlarıydı. İnsan yaşlanınca neden garipleşir? Ben en çok evden kaçan kadının öyküsünü sevdim “çok kalabalıktınız” deyişi “evde, sokaklarda, dükkanlarda, dolaplarda… Günün birinde kalabalığı silkelemekten ve tek başıma kalmaktan başka bir isteğim olmadığını anlayıverdim.” Aynı değil mi. Ara ara gelmiyor mu hepimize bu. Evin sürekli dağılmasından, yemek seçen çocuklardan, her gün ne yedirsem diye düşünmeklerden falan bir kaçasımız geliyor. Yapmıyoruz ama. Çünkü daha yaşlanmadık. Çocuklar büyümedi. Ve bir sürü başka sebep. Yaşlılık psikolojisi böyle bir şey mi acaba? Yeniden başlamak için çok geç olması, her şeyden vazgeçiş, hayatın değersizleşmesi sonumuz bu olacaksa ne için çabalıyoruz bu kadar yıl? Ama kitaptaki yaşlıları bizim yaşlılık algımızdan ayıran bir şey var. İçiyorlar. Çakırkeyfler. Yaşlanınca işleri bitmiş. Dünyalık hevesleri kalmamış ama bir amaçları da kalmamış. İnsan yaşlı da olsa bir amaca bağlanmalı. Ahiret inancı bu buhrandan kurtarıyor bence insanı. Ölene kadar uğruna çabaladığın bir şeyler var. Din güzel şey ya. İslam güzel bir şey.
Haziran
HaziranSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2020461 okunma
172 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
İnnanılmaz rahatsız edici bir kitap. Öylesine seçmiş ve başlamış olduğum bir kitap olsaydı muhtemelen ilk sayfalardan sonra devam etmezdim ama dedim ki bu kitap klasikler arasına girdiyse ve herkes de çok beğendiyse demek ki devamında bir şeyler olacak. Olmadı. Aynı rahatsız edicilikle devam etti. Kısmen biraz daha az rahatsız edicilikle de diyebiliriz. Bence Alex böyle bir sonu haketmiyordu yaptığı kötülükleri göz önünde bulundurduğumuzda daha da kötüsü olmalıydı. Ben kendisiyle empati kuramadım. Kitabın başından sonuna kadar Alex’ten nefret ettim. George Orwellvari bir kitap. Yazar kendisinden çokça etkilendiğini itiraf etmiş zaten hatta 1985 diye de bir kitabı varmış. Öleceğini öğrenince 12 ayda beş buçuk kitap yazmış insanın yumurta kapıya dayanınca yapabileceklerinin sınırı olmayışına canlı bir örnek. Ölü yazar olarak ün kazanmak istemiş ama yanlışlıkla canlı olarak kazanmış olabilir mi sadece soru…yorum…
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
48 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 hours
Zamanın Rusya’sına giydire giydire yazılmış bir eser. Yine de sadece geçmiş zamanda kalmamış özellikle önemli kişiyle görüşme kısmında bu zamandan da bir şeyler bulmak mümkün “bu önemli kişinin kısa zaman önce önemli bir kişi haline geldiğini, fakat daha öncesinde önemli bir kişi olmadığını bilmelisiniz…. … … bununla birlikte her zaman başkalarının gözünde önemsiz olan, fakat yine de önem arz eden bir çevresi vardır. Ayrıca bu önemini başka birçok yolla güçlendirmeye çalışıyordu.” Var böyle tipler. Hala ve daima. Sonlarda işin trajikomikleşmesi önemli kişinin yaşattığını yaşama detayı hoş olmuş. Gitmeden Gogola “hocam yeterince giydirmediniz mi yoksa paltoyu da mı giydireceksiniz” diyorsun “evet” diyor “paltoyu da”
Palto
PaltoNikolay Gogol · Kızıl Panda Yayınları · 037.3k okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Şark masalları tadında öyle güzel bir romandı ki. Son sayfalara doğru elimden bırakmakta zorlandım öyle çekiyor insanı içine. Gelecek kaygısı, insanın kendisini kandırma becerisi, yaşadığı hayatla yetinmeyip daha fazlasını istemenin götürdükleri.. insan hep aynı bataklıkta debelenip duruyor işte.. Yusuf her şeyi sevdikleri için yapıyordu. Ama öyle miydi gerçekten? Sevdiklerin için yaptığını söylediğin fedakarlıkları sevdiklerin de istiyorlar mı diye bir sormak lazım. “Her şeyi sizin için yapıyorum” derken aslında sevdiğimiz insanların tek istediği belki de sadece yanlarında olmamızdır. Belki de onlar “her şeyi” istemiyorlardır da “seni” istiyorlardır sadece. Ya da “ne yaptıysam sizin için yaptım”ların arkasına sığınmayalım. Uzatılan ellere sıkı sıkı tutunalım. Spoiler vermeden bir şeyler yazmak çok zor o yüzden fazla uzatmayacağım. Verdiği mesajla yazım tarzıyla sevdiğim bir kitap oldu. Büyüdüklerinde çocuklarıma okutacağım kitaplar arasında yerini aldı.
Butimar
ButimarKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20224,062 okunma
Reklam
Reklam