Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
Halime Güven
Halime Güven
@1halimee_21
Özel eğitim öğretmeni
80 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitap öyle çok yönlü yazılmış ki hangi pencereden konuya gireceğimi şaşırmış durumdayım. Dostoyevski'nin o güçlü kalemi, kişinin yüzündeki bir çizgi değişiminden yaptığı muazzam ruh tahlilleri okuru o kadar etkiliyor ki betimlemleri beni aşırı heyecanlandırdı diyebilirim. Kitapta geçmiş ve gelecek anlatılıyormuş gibi bir yanılgıya düşmemek
"İyi aile var mıdır?"
Bu soruyu sormak yerine, kanımca "İyi aile ne demek?" şeklinde sormak daha çözümcül bir yaklaşım olacaktır. Nihan Kaya'nın okuduğum -yarım bıraktığım- ilk kitabı ama o dört köşesi de yıkıcı olan üslubundan kaynaklı son da oldu benim için. Kitap yorumlarıma böyle olumsuz eleştirelerle başlamaya pek
Sosyal çürümüşlüğün, toplumsal ahlakın çatırdamasının geçmişten gelen yankısı Kırmızı Pazartesi, tabiri caizse Kanlı Pazartesi...
Usta yazar çocukluğunda yaşanmış bir cinayeti kendi etkileyici kalemiyle bizlere aktarıyor. Olayın en korkunç tarafı, öldürülen kişinin gerçekten suçlu olduğundan emin olunmaması ve son ana kadar öğrenemeyen kurban
Okur Takip Önerileri
"İnsan kendini, ister bir davaya hizmet ederek ister başka bir insanı severek, ne kadar unutursa o kadar insanlaşır ve kendini o kadar gerçekleştirir."
Kitaptaki cümleler arasında beni en çok etkileyen söz olduğunu söyleyebilirim. Biz insanlar o kadar kendimize dönük bir yaşam sürdürüyoruz ki bizler için yaratılan bu sonsuz nimetleri
Hayat dediğin şey nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu..
Kitabın içeriğini araştırırken zihin yetersizliği olan bir yetişkin ile ilgili olduğunu görünce sanırım özel eğitimci olduğum için ilgimi hemen çekti ve doğrusu toplumda fazlasıyla dışlanan dezavantajlı bu grubu yazarın nasıl anlattığını merak ettiğimden okumaya başladım. Kitabın konusu evet IQ seviyesini yükseltmeyi amaçlayan bir grup
"Dünya çıldırdığında işte böyle gülmeye başlar..."
Bazı zamanlar kitap okurken kitabın tam ortasında kitaptan bir kahraman gibi hissedersiniz onların hissettiklerini neredeyse iliklerinize kadar hissedersiniz ya hani, işte bu kitap o kitaplardan biri ve aynı zamanda yazarı da işte öylece usta bir kaleme sahip. Yazarfan okuduğum ilk kitap olan Kızıl Kahkaha zaten yaratıcı kapak resminden de ilgi çektiği gibi savaşın korkunç tarafını anlatan bir eser. Rus-Japon Savaşı'nın ardından Rusya'nın yenilgiye uğramasına sonra yazılan, savaş, kan, vahşet ve akıl sağlıklarını yitiren askerlerin acı psikolojisini ustalıkla anlatmış yazarımız. Kitabın içeriğine çok girmek istemiyorum ama yazarın umutsuzluk, kaos, buhran ve kötümserlik diyebileceğimiz duyguları gerçekten öyle ustaca yazmış eserde bazen bir durup nefes alam ihtiyacı hissettiriyor insana.
Bu kısa kitabı herkesin bir gün okumasını dilerim. Ve yine en büyük dileğim odur ki yeryüzünde savaşın kırıntısının dahi kalmadığı özgür, umutlu günler yaşarız.
Ayrılık vakti...
Seriyi aylar öncesinden bitirmeme rağmen yorumunu yapıp sizinle paylaşırsam sanki daha erken ayrılacağımı hissettiğim için ertelediğimi belirtmeliyim. Off çok güzeldi bee İyinin ve kötünün mücadelesinin sonuçlandığı, ciddi kayıpların yaşandığı ve sonuçta güzel birleşmelerin olduğu bir kitaptı. İnce olmasına rağmen, dolu dolu sona yakışır bir veda yapmış Rowling. Daha önce bir Twitter hesabında kimlerin öleceğini maalesef ki gördüğüm için heyecanı biraz azalmıştı benim için ama o ölüm sahnelerini, oradaki acıyı öyle derin işlemiş ki yazar; bilmeme rağmen çok etkilendim. Çok güçlü bir kurguya sahip bu serinin filmlerinde neden onca ayrıntıyı yansıtmadıklarına hayret ediyorum her izlediğimde. Harry, Ron ve Hermione ile iyilik dünyasındaki büyücülerin Karanlık Lord'a karşı efsanevi mücadelesini okuyacağınız kült bir eser. Snap... Tüm seri boyunca herkesin nefret ettiği ama serinin sonunda ters köşenin alasını yaşayıp senin için kalbi acımayan tek okuyucu olmadığına eminim...
İçeriğe girersem çıkamayacağımı çok iyi bildiğim için kendimi tutmayı tercih ediyorum. Kitapla ilgili yapacağım iki eleştiri olacak, ilki iyiler tarafından onca ölümün yaşanması bir diğeri de Harry ile Ginny ve Ron ile Hermione 'nin aşklarına yeterince yer vermeden bu konunun bir sonuca vardırılması.
Okuyun, okutun lütfenn. Asla pişman olmayacaksınız. Hoşça kal Hogwarts, ikinci evimiz...
Harry Potter ve Ölüm YadigarlarıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 201623,2bin okunma
Evveett, serinin dördüncü kitabıyla herkese merhaba!
Delirecem ya dedim kitabı okurken bu nasıl bir kurgu yeteneğidir arkadaş! Yazarın kadın olması da beni ayrı mutlu ediyor ne yalan söyleyeyim. Sonlara doğru ters köşe olmaktan başınız dönebilir aman dikkat!
Yüz yıldan beri ilk kez düzenlenecek Üçbüyücü Turnuvası'nın Hogwarts'ta yapılacak olması kitabın temelini oluşturuyor. Harry'nin yaşı tutmamasına rağmen seçimleri yapan Ateş Kadehinde adı çıkacak mı dersiniz? E tabi beladan kaçtıkça kendini ortasında bulan Harry'nin adı da çıkar ve çok tehlikeli üç görevi de yerine getirmek zorunda kalır. Turnuvanın üçüncü görevinde çok kötü şeyler olacak, Harry baş düşmanı Lord Voldemort'la yüz yüz gelecek. O karşılaşmada ve daha sonrasında neler olacağını tabiki anlatmayacağım. Serinin devamını henüz okumadım ama kesinlikle favori kitabım Ateş Kadehi oldu. Başlarda pek akıcı olmaması ve yeni bir sürü isim ve olayın katılması beni zorlamış olsa da sonundaki o müthiş ters köşelerden dolayı okunmaya değer. Bana müsaade, filmi izlemeye gidiyorum.
Tabiki de herkese tavsiye ediyorum.
"Acıyı bir süreliğine uyuşturmak, sonunda onu hissettiğinde daha büyük acı çekmene yol açar."
"Bir insanın nasıl biri olduğunu anlamak istiyorsan, kendisiyle eşit olanlara değil, astlarına nasıl muamele ettiğine bak."
Harry Potter ve Ateş KadehiJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202329,3bin okunma
Geçmişten günümüze kadınlar hayatta tam olarak nerede yer alıyor? Ekonomide, sanatta, edebiyatta, bilimde... Bu liste uzar gider. Sahi biz kadınlar nerede, hangi konumda yer alıyoruz erkeklere göre? Feminist düşünce bu tarz sorulara cevap aramak ve hayatın her yerinde kadın erkek eşitsizliğine bir tepki olarak doğmuş da diyebiliriz değil mi?
Hayatın hemen her alanında olduğu gibi edebiyat alanında da erkekler tarafından engellendiği, kısıtlandığı ve değer görülmediği için edebiyatta ön plana çıkamamışlardır. Virgina Wolf, edebiyat alanında kadınların ne şekilde engellendiğini, kimler tarafından engellendiğini ve bunun olumsuz sonuçlarına olan isyanını bizimle paylaşıyor. Kadınlar özellikleri geçmişte erkekler ve toplum tarafından maddi ve manevi olarak öyle çok engellenmişler ki birde üstüne yoksulluk eklenince edebiyatta hak ettikleri noktaya gelememişlerdir.
Anlattıklarım size basma kalıp laflar gibi gelmesin çünkü kitapta kanıtlarıyla erkeklerin kadınlar hakkında neler yazdıklarını okuyabilirsiniz . Neticeden söz uçar yazı kalır. Maddi yetersizlikler, toplum engellemesi ve kitabın adında da var olduğu gibi kadınların kendillerine ait bir odalarının olmaması, edebiyattaki bunca çoraklığa sebep oldu diyebiliriz.
Evet isteyen kadınların çocuk doğurma annelik yapma gibi sorumlulukları vardır fakat hiç kimsenin kadınların özellikle zihin ve hayal gücünü kullanarak yapabileceği şeylere yapamazlar deme gibi bir hadleri yoktur. Buna hayatın artık her alanında olan kadınlar olarak izin vermeyeceğiz.
#kadınlarheryerde♡
#okudumbitti #neokudum #kitap #books #kitapönerisi
Harry Potter serisi ayrı bir dünya, başka bir hayat gerçekten. Bunu söylerken ütopik olmasını kastetmiyorum hayır, sevginin gücünü, acıyı, dayanışmayı ve mücadele etmeyi duygu olarak dorukta hissettiriyor kişiye. Ve yine tabiki ters köşe yapmakta usta yazarımız bu hünerli ve kurgusal zekasını müthiş kullanmış. Lord Voldemort'la ilgili hep düşündüğüm şey bu karakterin nasıl bu kadar kötü bir hale geldiğiydi ve sonunda bu kitapta onun çocukluğundan başlayarak hakkında derin bilgi sahibi olacağız. Bu sayede olaylara daha farklı bakış açısıyla yaklaşabiliyor okur. Harry Potter artık büyümüş ve düşmanının ruhunu varlığını 7 parçasını da yani hortkuluklarını yok etme mücadelesine girecek. Bu yıl karşısına çıkan esrarengiz kitap sahibi Melez Prensin kim olduğunu ve onun hakkında ters köşeye yatacağımızı belirtmek isterim. Kitabın sonunda asla öleceğine inanmadığım bir karakterin ölümü gerçekmişçesine üzdü beni. Çok çok sevdiğim bir kitap oldu seri içinde. Filmi daha sonra izlediğim için asla aynı tadı alamadım ve iyi ki önceliği kitaba verdim diyorum.
" Ama tedavi edemeyeceğimiz bazı yaralar vardır..."
Harry Potter ve Melez PrensJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202124,1bin okunma
Herkese merhabaaa :)
Uzun bir aradan sonra dönüşüm muhteşem olsun diye Suç ve Ceza gibi olağanüstü bir eserin yorumuyla geldiimm. Öncelikle birçok kitapta yaptığım gibi burda da bir itirafta bulunayım ki kitabı anlamak, özümsemek için bir defa okumanın yeterli olmadığı fikrindeyim. Ama tabiki ikinci defa okumayı bekleyemediğim için yorumunu
İnsanın kendi benliğine keşfe çıkarken benliğinden, nefsinden, arzularından, hırslarından arınma isteğiyle yürümesi nasıl bir hakikattir bilinmez çoğu insan için. İnsan dediğimiz varlığın benliğinden uzaklaşmak için durmadan arayış içinde yürüdüğünü düşününce dahi içimde sanki hep aradığım bir duygu kırıntısı hatta huzur diyebileceğim bir şeyler oynuyor.
Siddharta'yı okumadan önce çok farklı şeyler bekliyordum çünkü isminden dolayı sanırım bana daha ütopik bir kurgu olacağını hissettirmişti.
Kitabı okudukça Simyacı kitabıyla az da olsa benzediğini fark edeceksiniz. Öğretici nedir, kimdir sorularının temelini sarsacak biri kahramanımız; bazen bir kadını bazen bir taşı bazen de gözü para hırsıyla dolan bir zengini kendine öğretici belleyen, durmadan hakikati arayan bir yolcu Siddharta. Aradığını bulmak için, insanın aradığının o olmadığını anlaması için ne denli hatalar yapabileceğini okuyunca kendimi tuhaf şekilde iyi hissettim. Kitabı okurken durmadan sorgulayan ve arayan mısınız yoksa Siddhsrta'nın suçlayıcı bir şekilde söz ettiği hatta küçümsediği o 'küçük insan'lardan mısınız diye durmadan kendinize soracaksınız istemsizce. Dostuyla, ailesiyle ve yaşadığını yaşarsın felsefesinin bir örneği olarak çocuğuyla imtihan olan Siddharta'nın muhteşem yolcuğunu hepinizin okumasını ve o zorlu yolculukta ona eşlik etmenizi çok isterim. Kim bilir kitap bittikten sonra fiziki olmasa da ruhani bir şekilde biz de o muhteşem Ben'imizden arınmak için bir yolculuğa çıkmaya karar veririz.
Uzun bir süre elimde can çekişen ve neredeyse kitabın yarısından sonra içine girebildiğim ama sonrasında hayran kaldığım bir eserle geldimm Dünyada hem çok seveni olduğunu hem de ciddi sayıda okur tarafından yarım bırakıldığını öncelikle belirtmek isterim.
İki Şehrin Hikayesi'ne, İngiltere ve Fransa'nın başkentlerinde yani Londra ve
Merhabalar
Kısa ama çok etkileyici ve uzun zaman sonra okuduğum en farklı kitaplardan olan Yılkı Atı'nın yorumuyla geldim. Atlara olan düşkünlüğümden mi bilmiyorum ama kitabı çok sevdim ve bir o kadar da atların yaşam mücadelesinden etkilendim.1971 yılında TRT Roman Başarı Ödülü alan, tertemiz bir üsluba sahip, hayvanlar üzerinden insanlara eleştirel şekilde yaklaşan çok kıymetli bir eser. Kitabın bir hayvanın gözüyle Orta Anadolu'nun yerel ağzıyla yazılmış olması samimi bir anlatım oluşturmuş. Adı Doru olan bir kısrağın şahlandığı döneminden başlayıp insan için iş görmez bir döneminde sahibinin yılkıya saldığı ve insanoğlunun gerçek yüzünü ortaya çıkardığı bir döngüyü anlatıyor. Yılkı atlarının zorlu coğrafik koşullarda birçok tehlikeye karşı verdikleri mücadele karşısında yine dimdik baharı karşılamalarına ve Doruatının kitabın sonunda sahibine vermiş olduğu dersten sonra bir kez daha hayran kaldım canım atlara. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ki araştırdığımda tanınmasını sağlayan eserinin de bu olduğunu anladım. Yaşar Kemal'in dili daha zengin olsa da yazarın kullandığı yerel ağızdan dolayı bana onu hatırlattı. Ben çok sevdim ve sizlere de okumanızı tavsiye ederim.
Zamanda yolculuk yapma şansınız olsaydı hangi zamana gitmek isterdiniz? Evet bu soruyu kendime de sordum fakat sanırım kitabı okuduktan sonra bende gelişen tedirginlikten dolayı cevapsız bıraktım. Geçmiş ile ilgili belli bir döneme kadar elimizde yazılı ve sözlü bilgiler var ve bunun için geçmiş gözümüzü çok korkutmuyor en azından neler yaşandığı
