Hepimizi bir "adam sendecilik" sarmış vaziyette. En merhametlilerimiz bile bu minvaldeki hayırlı bir ameli, ciddi bir adım atmayı başkalarından bekliyor. Ama o başkaları aylar boyunca çıkmadı;belli ki bu saatten sonra da çıkmayacak. Söz bitti çünkü.
Aslında sözün bittiği yerde sıra fiile gelir. Aksiyona, tavra, amele, müdafaaya veya taaruza. Ama biz, ya elimizde leblebi-çekirdek, ekranlardan bu vahşeti seyre devam ediyoruz veya yüreğimiz kaldırmıyorsa bu elim hakikate sırtımızı dönüyoruz ve çok geçmeden kardeşlerimizin yaşadıklarını unutmayı beceriyoruz.
İbn Ömer (r.a.) demiştir ki: Resulullah (s.a.v.): "Kur'an'ı ezberleyen kimse, bağlanmış devenin sahibi gibidir. Onu gözetirse elinde tutar, serbest bırakırsa gider" buyurdu. (Kur'an da böyledir, insan öğrendiği yerleri tekrar ederse hafızasında tutar, tekrar etmezse unutur.)
Müslim bir rivayetinde de şunu ilave etmiştir.
"Kur'an'ı öğrenen kimse gece gündüz okursa, onu hafızasında tutar, okumazsa unutur."
Buhari.. Müslim..