“Herkesten, her şeyden uzak bir yerlere gitmek istiyorum. Zamanı unutabileceğimiz yerlere! Bu huzursuzluğun bizi takip edemeyeceği yerlere! İnsanın karanlığının ve sıkıntılarının olmadığı yerlere! Dünyaya itiraz etmemizin gerekmediği, hayatla mücadele ederek değil onunla birlikte akacağımız bir yer olmalı burası. Böyle bir yer var mı?”
“İçimdeki karanlık büyüyor. Geçmişin anıları yokluyor hafızamı, acı duyuyorum. Bir yalnızlık duvarıyla kuşatılmış olmam değil çektiğim acının tek sebebi. Yalnızlaştırılmanın ıstırabı bu.”
“Onu mutlaka görmek istiyorum. Bugün yine, ruhumu bulandıran bir şey var içimde. Ağzına kadar huzursuzlukla doldurulmuş bir fıçı gibi hissediyorum. Katlanamıyorum hiçbir şeye; insanlara, eşyalara, buzdolabının motorunun sesine, hiçbir şeye! Onu görmek beni teselli edecek tek şey.”
“Bazı günlerde zamanın neden bu kadar ağırlaştığını anlamıyordu. Normalde bir çırpıda geçen günü, şimdi doldurmak için adeta özel bir çaba sarf etmesi gerekiyordu. Zaman geçmiyordu.”
“Gidecek bir yerimin olmaması ne acı. Biliyorum, başka bir yer yok. Aslında hiçbir zaman bir başkası olamayacağız, başka hiçbir yere gidemeyeceğiz, hiçbir yer başka bir yer olmayacak ve hiçbir şey yaşananları değiştiremeyecek. Sıkışmış hissediyorum kendimi.”
“Kaybetmekten ve yalnız kalmaktan korkuyordu.Çocukluğundan beri vazgeçebilmeyi öğrenememişti; bu yüzden böyle darmadağındı şimdi. Kimden küçücük bir şefkat görse, ona dört elle sarılıp hayatının vazgeçilmezi saymıştı. Büyük boşlukları vardı hepimizin, çok büyük… Belki de kendimizi hiç tanımıyorduk. Yaralarımızın yerini bilmiyorduk. Onları hangi yollarla bulabileceğimizi, nasıl ilişki kurabileceğimizi, nasıl bir arada yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. Bu yüzden tüm boşluklarımızı marazlı insanlar dolduruyordu.”
“Kendi sesime yabancıyım. Belki de bu yüzden hayatla kötü, hastalıklı bir ilişkim oldu hep. Neye sığınacağımı bilemedim. Galiba hep hatırlamaktan ibarettim.”
“Beni tasfiye ve tavsiye arasındaki karışıklıkta
Müsait bir yerde bırak sevgilim.
Hem otuzumu geçtim azıcık
Gerisini ben yürürüm artık.
Çizgili olsun, buruşsun yüzü,
Şiirlerim için yaşlanma etkilerini geciktirici krem kullanmayacağım.”