Albertina

Sabitlenmiş gönderi
“Her şeyin değişeceği korkusuyla her şeyin son nefesime dek aynı kalacağı korkusu arasında bölünmüş bir kadınım ben.”
Sayfa 16
Reklam
“Herkesten, her şeyden uzak bir yerlere gitmek istiyorum. Zamanı unutabileceğimiz yerlere! Bu huzursuzluğun bizi takip edemeyeceği yerlere! İnsanın karanlığının ve sıkıntılarının olmadığı yerlere! Dünyaya itiraz etmemizin gerekmediği, hayatla mücadele ederek değil onunla birlikte akacağımız bir yer olmalı burası. Böyle bir yer var mı?”
“İçimdeki karanlık büyüyor. Geçmişin anıları yokluyor hafızamı, acı duyuyorum. Bir yalnızlık duvarıyla kuşatılmış olmam değil çektiğim acının tek sebebi. Yalnızlaştırılmanın ıstırabı bu.”

Reader Follow Recommendations

See All
“Bu sabah yine sebepsiz bir huzursuzlukla başladım güne. Her şey canımı sıkıyor. Havanın kapalı olmasına bile içerliyorum manasızca.”
“Onu mutlaka görmek istiyorum. Bugün yine, ruhumu bulandıran bir şey var içimde. Ağzına kadar huzursuzlukla doldurulmuş bir fıçı gibi hissediyorum. Katlanamıyorum hiçbir şeye; insanlara, eşyalara, buzdolabının motorunun sesine, hiçbir şeye! Onu görmek beni teselli edecek tek şey.”
Reklam
“İnsan kendisinin yegane tanığıdır.Karanlığını, çıkmazlarını, boşluklarını, ruhunun kuytuluklarını ondan iyi hiç kimse bilemez.”
“Kahırdan ve yalnızlıktan azar azar ölüyorum. Ölüşümü izliyorum. Hepimizin vaziyeti az çok bu değil mi?”
“Bazı günlerde zamanın neden bu kadar ağırlaştığını anlamıyordu. Normalde bir çırpıda geçen günü, şimdi doldurmak için adeta özel bir çaba sarf etmesi gerekiyordu. Zaman geçmiyordu.”
“Bir temsil izler gibi seyrediyorum, geriye doğru işleyen günlerin keşmekeşini. Her sabah düne uyanıyorum. Tuhaf bir zaman akışı bu.”
“Gidecek bir yerimin olmaması ne acı. Biliyorum, başka bir yer yok. Aslında hiçbir zaman bir başkası olamayacağız, başka hiçbir yere gidemeyeceğiz, hiçbir yer başka bir yer olmayacak ve hiçbir şey yaşananları değiştiremeyecek. Sıkışmış hissediyorum kendimi.”
Reklam
“Zaman acıları ağırlaştırıyormuş, sonradan anladım.”
“Kaybetmekten ve yalnız kalmaktan korkuyordu.Çocukluğundan beri vazgeçebilmeyi öğrenememişti; bu yüzden böyle darmadağındı şimdi. Kimden küçücük bir şefkat görse, ona dört elle sarılıp hayatının vazgeçilmezi saymıştı. Büyük boşlukları vardı hepimizin, çok büyük… Belki de kendimizi hiç tanımıyorduk. Yaralarımızın yerini bilmiyorduk. Onları hangi yollarla bulabileceğimizi, nasıl ilişki kurabileceğimizi, nasıl bir arada yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. Bu yüzden tüm boşluklarımızı marazlı insanlar dolduruyordu.”
“Kendi sesime yabancıyım. Belki de bu yüzden hayatla kötü, hastalıklı bir ilişkim oldu hep. Neye sığınacağımı bilemedim. Galiba hep hatırlamaktan ibarettim.”
“Hafızası karşısında neden aciz bir varlıktır ki insan?”
“Beni tasfiye ve tavsiye arasındaki karışıklıkta Müsait bir yerde bırak sevgilim. Hem otuzumu geçtim azıcık Gerisini ben yürürüm artık. Çizgili olsun, buruşsun yüzü, Şiirlerim için yaşlanma etkilerini geciktirici krem kullanmayacağım.”
Sayfa 57
“Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, Limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!”
Sayfa 35
1,007 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.