Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
"...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir."
"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun."
En son duyma yetisini kaybedermiş insan ölürken… Etrafta bağrışanları duyar gibiydi. Hakan çok kan kokusu duymuştu, ama bu sefer başkaydı. Kendi kanının kokusuydu içine dolan…
Çok şey anlatıldı yaşananlar için. Çok şey söylendi akan kan için. Herkes yaşananların sebebini bildiğini zannetse de, kimse görmedi ihaneti. Hiç bilinmeyenlerin adıydı ihanet ve daha önce anlatılmamış, kimsenin bilmediği yarım kalan bir hikayeydi.